Yaygın anksiyete bozukluğu, kişinin neye endişe duyduğu belirli olmaksızın, sürekli kaygı içerisinde olma durumudur. Anksiyete bozukluğuna sahip kişilerin kaygı duyduğu belirli bir konu yoktur. Bu kişilerin önünü alamadıkları endişeler genelde aile, sağlık, para gibi konularla ilişkilidir.
Ekonomik durum, iş yükümlülükleri, bir yerlere geç kalma, bir konuşmaya hazırlanma, “aileme ne olacak” korkusu ve benzer daha birçok konu, bu hastalığa sahip kişilerin sosyal hayatını etkilemektedir. En önemlisi, bu durum belli bir noktadan sonra önlenemez bir hal alır. Ancak anksiyete bozukluğuna sahip kişiler, çoğu zaman bunun bir rahatsızlık olduğu gerçeğinden kaçınırlar.
Anksiyete ile Nasıl Başa Çıkarım?
Bir çok anksiyete bozukluğu türü olmasına karşın tüm bu rahatsızlıklarda altta yakan süreç benzerdir. Anksiyete bozukluğu olan kişiler kolaylıklıkla duyguları tarafından ele geçirilirler ve bu istenmeyen duygu ve durumlara ellerinde olmadan otomatik ve istenmeyen tepkiler verirler. Anksiyete tetiklendiği zaman ortaya çıkacak olumsuz tepkiler ile başa çıkmak adına tetikleyicilerden uzak durmak istenmeyen tepkilere örnek olarak gösterilebilir. Bu kaçınma davranışı anksiyete ile başa çıkmaya yardımcı olmamakta hatta anksiyetenin daha da artmasına sebep olmaktadır.
Anksiyete ile başa çıkmada kullanacağınız beceriler edinmek yaşam kalitesinin ve iyi oluş halinin artmasına yardımcı olacaktır. Yaşamın her alanına (akademik, iş, sosyal…) olan etkileri düşünüldüğünde anksiyete ile başa çıkmak oldukça önem kazanmaktadır.
Anksiyete gün içindeki küçük kararlardan, hayati öneme sahip kararlara kadar tüm karar verme süreçlerinde yardımcı bir özelliğe sahiptir. Tüm seçeneklerin farkına varmamızda, bizim için en iyi seçeneği seçmemizde önemli bir rolü vardır. Fakat anksiyetenin dozu başa çıkamayacağımız kadar arttığında ya da kontrol edemeyeceğimiz bir hal aldığında bize yarardan çok zarar veren bir düşmana dönüşür.
Yaygın Anksiyete Bozukluğunun Tedavisi Nedir?
Yaygın anksiyete bozukluğunun tedavisinde ilaç tedavisi, davranışçı ve bilişsel psikoterapiler, gevşeme eğitimi gibi tedavi yöntemlerinin yararlı olduğu kabul edilmektedir. Psikoterapiyle endişeyle başa çıkma becerileri kazandırmak ve olumsuz düşünceleri değiştirmek hedeflenirken, medikal tedaviyle de kaygı düzeyinin azaltılması hedeflenmektedir.
Tedavide antidepresan ve anksiyolitik ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar depresyonun ve başka anksiyete bozukluklarının tedavisinde de kullanılır ve etkin oldukları iyi bilinmektedir. Tedavinin amacı kaygı ve gerginliğin hızla tedavi edilmesidir. Tedavide kullanılan ilaçların ciddi yan etkileri ve bağımlılık riskleri yoktur. Tedavi gören hastaların çoğunluğu tedaviden yarar görür.
Hangi tür tedavinin size uygun olabileceğine doktorunuzla birlikte karar vermek yerinde olacaktır. Bir kişi için uygun olan bir tedavi, diğeri için uygun olmayabilir.
Kadinvesaglik.org