1 Haziran 2023

Soğuk Havalarda Güvenli Egzersiz Nasıl Olmalı?

Soğukta yapılan egzersizin, fizyolojik olarak daha stresli koşullar altında yapılan egzersiz olduğunu kaydeden uzmanlar, egzersiz yapmaya alışkın olmayanlar için soğuk havada egzersiz...
Devamı

    Diğer Başlıklarımız

    Emziren Annelerde Kanser Riski Daha Az!

    Anne sütü bebek için bir beslenme kaynağı olmasının yanında içerdiği biyolojik olarak aktif bileşenler sayesinde bebeğin hem bağışıklık sisteminin hem de bağırsak mikrobiyotasının gelişimine...

    Bahar Yorgunluğuna Dikkat!

    Bahar mevsiminde ruhsal ve bedensel etkilerle hayatı zorlaştıran “Bahar Yorgunluğu” nu hafifletmek için neler yapmak gerekiyor. LifeClub Sağlık Hizmetleri Aile Hekimi Uzm. Dr. Aslı...

    Penhaligon’s Ferahlatan Çiçeksi Kokusu Highgrove Bouquet ile Yazı Müjdeliyor

    1837’den bu yana etkileyici ve sıra dışı kokular üreten Penhaligon’s’ın Kral Charles’ın bahçesindeki çiçek ve bitkilerden esinle hayat bulan yepyeni çiçeksi kokusu Highgrove Bouquet, görkemli...

    Yaza Hazırlanırken Selülitlere Veda

    İleri teknoloji selülit tedavileri ile tüm kadınların kâbusu olan portakal kabuğu görünümünden kurtulun, daha pürüzsüz ve daha çekici bir siluete kavuşun. Gelişen teknoloji, modern çağa...

    Anne Yoksunluğu, Otizme Dönüşebilir! Anne Ve Çocuk Arasında Kalıcı, Tutarlı Ve Devamlı İlişki Gerekiyor…

    Bağlanmanın temel bir nöropsikolojik ihtiyaç olduğunu ifade eden Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bağlanma ihtiyacı biyolojiktir, bağlanma davranışı kültüreldir, öğrenme ile olur.” dedi. Bağlanmada ailenin çok önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bağlanma sorunlarına en çok parçalanmış ailelerde rastlandığını söyledi.

    Annenin çocuğuna verdiği güvenin bağlanmadaki önemine işaret eden Tarhan, anne yoksunluğu sendromunun uzun sürmesi halinde otizme dönüştüğü uyarısında bulundu. Anne-çocuk ilişkisinde 2-3 yaşın çok önemli olduğunun altını çizen Tarhan, “Anne ya da anne yerine geçen kişiyle çocuk arasında kalıcı, tutarlı ve devamlı ilişki gerekiyor.” tavsiyesinde bulundu.

    Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bağlanma olgusunun bebeğin gelişiminde ve yaşamın ilerleyen yıllarındaki etkisi ve önemine ilişkin değerlendirmede bulundu.

    Bağlanma, temel bir ihtiyaç

    Bağlanma olgusunun çocuğun gelişiminde mutlaka ele alınması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bağlanmanın nöropsikolojik boyutu var. Hormonlarda bağlanma hormonu tespit edildi. Oksitosin hormonu, bu hormon en yüksek emziren annelerde salgılanıyor. Oksitosin hormonuyla ilgili maymunlarda deney yapılıyor. Oksitosin hormonu verilen erkek maymunlar, türlü şeylerle daha çok ilgileniyor, yavruları ile daha çok ilgileniyor, eşi ile daha çok ilgileniyor. Bağlanma ile ilgili olarak beyinde doğuştan genetik bir kodlarımız var. Bağlanma, yemek, içmek ve barınmak gibi temel bir ihtiyaç.” dedi.

    Güvenli bağlanmanın ilk adımı anne kucağı oluyor

    Bağlanmanın psikolojik ihtiyaç olarak görüldüğünü ancak nöropsikolojik bir ihtiyaç olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İnsan bağlanma ihtiyacı ile doğuyor. Bebek ilk doğduğu zaman, ilk karşılaştığı şey nedir? Ciğerleri birdenbire soğuk bir hava alıyor ve korku duygusu hissediyor. Korku duygusu ile ilgili hemen sığınacak bir liman arıyor, bu da annesinin kucağı oluyor. Güvenli bağlanmanın ilk adımı oluyor. Anneye sığınıyor, annenin kokusunu alıyor, anne emziriyor ve böylece bebek rahatlıyor.” diye konuştu.

    Anne ile bağlanma ilişkisinin temel güven ilişkisinin oluşmasında çok önemli bir yeri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İnsanın genetik kodlarında yakınlık bekleme eğilimi ve bir kişi yanında olduğunda güvende hissetme duygusu var. Bütün insanlarda var bu. Bu karşılanmadığı zaman en temel ihtiyaçlarından biri karşılanmamış oluyor.” dedi.

    Bağlanma ihtiyacı, Harlow’un deneyiyle kanıtlandı

    Bağlanma ihtiyacının yapılan bilimsel çalışmalarla da ortaya konulduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Amerikalı psikolog Harry Harlow’un gerçekleştirdiği deneye dikkat çekerek “Harlow 1960’larda yürüttüğü deneyler serisi ile sevginin ve özellikle de sevginin yokluğunun ne kadar güçlü etkilerinin olduğunu gösterdi. Harlow en çok bilinen bu deneyinde, genç rhesus maymunlarına iki ayrı sahte anne verdi. Bir tanesi yumuşak bir kumaşla sarılıdır ve herhangi bir yemek vermemektedir, diğeri ise telden yapılmıştır ancak yiyecek veren bir biberon taşımaktadır. Harlow, yavru maymunları doğduklarından birkaç saat sonra gerçek annelerinden ayırır ve büyütmeleri için bu vekil annelere verir. Deneyde bebek maymunların yemek vermediği halde yumuşak kumaştan olan anne ile telden olan anneye kıyasla daha çok zaman geçirdikleri ortaya çıkar. Sonuç olarak şöyle bir şey ortaya çıkıyor: Yavru maymunlar besin salgısı pasif olan bir maymuna bağlanabiliyor. Bu yavruların güvenli bir alana duyduğu ihtiyacı ortaya koyuyor.”dedi.

    Annenin çocuğa güven vermesi çok önemli

    Yavruların korku anında güven alanı aradıklarını, gerçek olmadığı halde tüylü bir oyuncağı sığınma alanı olarak gördüklerini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu deneyde ortaya çıkan durumun insanlarla yapılan çalışmalarda da benzer sonuçlar verdiğini ifade etti. Çocuklarla yapılan bağlanma deneylerine dikkat çeken Tarhan, “Anne, çocuk ve yabancı bir kişi katılıyor. Anne çocuğun yanına gidiyor, çocuğun ihtiyacını karşılıyor ve çıkıyor. Yanında yabancı bir kişi var. Anne yanındayken yabancı kişi de geliyor ve çocukla ilgileniyor. Bazen sadece o yabancı kişi geliyor, çocukla ilgileniyor. Deney sonunda çocuğun tepkilerine bakılıyor. Eğer anne ayrılırken çocuğa yine geleceğini söyleyerek ayrılırsa çocuk üzülse de kabulleniyor. Ama anne sessizce kaybolursa yani vedalaşmadan ayrılırsa çocuk daha çok kaygılı oluyor. Anne geldiği zaman çocuk anneye vuruyor hem de ağlıyor. Eğer çocukta kaçıngan bağlanma da varsa anne geldiği zaman anneye tepkisel olarak uzak ve soğuk duruyor. Annenin tavrı çocuğun tepkisini etkiliyor.” dedi.

    Bebeklerin ağlamasının temel nedeni bağlanma sorunu

    Şu anda dünyanın bazı ülkelerinde sadece ağlayan bebek polikliniği yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Sadece ağlayan bebeklerin gelmesi için bu. Bebeklerin ağlamasının yüzde 70 – 80’inin temel sebebi tamamen anne ilgili bağlanma sorunundan kaynaklanıyor. Biz hep yaygın olarak gaz nedeniyle ya da hasta olduğu için ağladıklarını düşünüyoruz. Aslında sorun annesine duyduğu ihtiyaç.

    Anne sıcağıyla rahatlan bir annelik yapamıyor. Anneler de hata yapacağım diye çocuğa korku ile yaklaşıyor ya da çok yapış yapış bir ilişki yaşıyor çocukla. Böyle durumlarda temel ihtiyaçların karşılanmış olması ve bebeğin keşif davranışına çıkması lazım. Yeni oyuncaklar ile ilgilenmesi lazım. Çocuk onu yapmıyor ve korku ile yaşıyorlar.” dedi.

    Kaygılı bağlanmada çocuk anneye bağımlıdır

    Kaygılı bağlanmada çocuğun annesinin yanından hiç ayrılmak istemediğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Anne ve çocuk arasında kaygılı bağlanma varsa çocuk okula gider ama aklı evde, annededir. Sanki okul yabancı gezegen gibidir. Okul fobisi oluşur. Bu demektir ki anne aşırı koruyucu, aşırı kendine bağımlı yapmış çocuğu. Çocuk hep anneden onay arıyor, böyle durumlarda özgüven gelişmemiştir. Hep anneye sığınarak rahatlama gelişmiştir halbuki çocuk yürümeye başlaması ile beraber bireyselleşmeye de başlar. Annenin çocuğun bireyselleşmesini desteklemesi gerekir. Çocuk bir sıkıntı yaşadığında hemen anneye gidiyor, öyle rahatlıyor çocuk. Büyüdükçe kendi sıkıntısını, kendi kendine giderip, kendi kendine sakinleşmeyi öğrenmesi lazım. Bunu çocuğa öğretmek gerekiyor. Bazı anneler bunu öğretemiyorlar. O zaman güvenli bağlanma olmuyor, kaygılı bağlanma oluyor. Kararsız bağlanma da deniyor.”dedi.

    Kaçıngan bağlanmada çocuk ihmal edilmiştir

    Bir diğer bağlanmanın kaçıngan bağlanma olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Burada çocukta anneye karşı hem sevgi var hem nefret var. Anneyi uzaktayken seviyor, yanına gelince kötü davranıyor ona. Hem seviyor hem öfke oluyor, bu kaçıngan bağlanma. Böyle durumlarda, anne ve çocuk savaşları çok olur. Genellikle küçük yaşlarda annenin iyi niyetli yaptığı şeyler vardır. Yani çocuğun temel ihtiyaçları var, onları karşılamasına rağmen duygusal ihtiyaçlarını karşılamaz, duygusal ihmal vardır. Çocuk yalnız büyümüştür, çocuk kimsenin onu sevmediğini zanneder.Bu ilerleyen yaşlarda da devam eder.”dedi.

    Anne yoksunluğu, otizme dönüşebilir

    Bazı çocuklarda ortaya çıkan anne yoksunluğu sendromunda çocuğun sürekli ağladığını, çocuğun yanına biri yaklaştığında annesi zannederek sustuğunu, kişi annesi değilse ağlamaya devam ettiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Annesi ise kabullenir. Bu uzun zaman devam ederse anne yoksunluğu, çocukta otizme dönüşüyor. Onun için anne – çocuk ilişkisinde 2 – 3 yaş çok önemli. Anne veya anne yerine geçen kişilerle çocuk arasında kalıcı, tutarlı ve devamlı ilişki gerekiyor. Kaçıngan bağlanmaya neden olan bazı anneler tutarsız davranırlar. Sabah çocuğu şapur şupur öperler. Öğleden sonra seni niye doğurdum diye azarlarlar. Çocuk böyle olunca seviliyor mu, sevilmiyor mu anlayamaz, duygu durum bozukluğu olan kişilikler gelişir. Bu öğrenilen bir davranıştır.” dedi.

    Bağlanma sorunlarına en çok parçalanmış ailelerde rastlanıyor

    “Bağlanma ihtiyacı biyolojiktir, bağlanma davranışı kültüreldir, öğrenme ile olur” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Onun için aile çok önemlidir. Bağlanma sorunlarına en çok parçalanmış ailelerde rastlıyoruz.

    Anne ve baba çocuğun iyiliği için bir araya gelirler. Çocuk bunu görünce bağlanma ile ilgili korkusu gider. Çocuğun gülüp rahatlayabilmesi, bu bağlanma ihtiyacının karşılandığını gösterir. Mesela anne sabah işe giderken sabah çocuğun başını okşayarak ‘İşe gidiyorum ama akşam geleceğim’ diyecek ve gelecek sözünü tutacak. Eğer hiçbir şey söylemeden bakıcıya bırakıp sessizce giderse çocukta bu durum kaygılı bağlanmaya dönüşüyor ve anneye güven zayıflıyor. Onun için kararlı, tutarlı ve devamlı ilişki bağlanmanın temelidir yani sihirli kavramıdır aslında.” dedi.

    Latest Posts

    Emziren Annelerde Kanser Riski Daha Az!

    Anne sütü bebek için bir beslenme kaynağı olmasının yanında içerdiği biyolojik olarak aktif bileşenler sayesinde bebeğin hem bağışıklık sisteminin hem de bağırsak mikrobiyotasının gelişimine...

    Bahar Yorgunluğuna Dikkat!

    Bahar mevsiminde ruhsal ve bedensel etkilerle hayatı zorlaştıran “Bahar Yorgunluğu” nu hafifletmek için neler yapmak gerekiyor. LifeClub Sağlık Hizmetleri Aile Hekimi Uzm. Dr. Aslı...

    Penhaligon’s Ferahlatan Çiçeksi Kokusu Highgrove Bouquet ile Yazı Müjdeliyor

    1837’den bu yana etkileyici ve sıra dışı kokular üreten Penhaligon’s’ın Kral Charles’ın bahçesindeki çiçek ve bitkilerden esinle hayat bulan yepyeni çiçeksi kokusu Highgrove Bouquet, görkemli...

    Yaza Hazırlanırken Selülitlere Veda

    İleri teknoloji selülit tedavileri ile tüm kadınların kâbusu olan portakal kabuğu görünümünden kurtulun, daha pürüzsüz ve daha çekici bir siluete kavuşun. Gelişen teknoloji, modern çağa...

    Haberler

    Sevgililer Günü’nün Vazgeçilmezi: Kalpli Çikolata

    Çikolata her yıl olduğu gibi bu yıl da Sevgililer Günü hediyelerinin vazgeçilmezi olacak. Özellikle kalpli çikolatalar tercih edilirken bu özel günde çikolata...

    Ex Nıhılo’nun Yeni Parfümü Vesper Glıtz İle Paris Gecelerinin Büyüsünü Keşfedin

    Niş parfüm markası Ex Nihilo’nun en tatlı hazları ortaya koyan Les Interdites Koleksiyonu’nun yeni üyesi/parfümü Vesper Glitz, yasemin, mimoza ve kehribarın baş döndürücü notalarıyla...

    Sevgililer Günü’nde Özel Hissettiren Hediyeler IKONIK Store’da

    Moda trendlerini belirleyen ve dünya markalarının limited edition ürünlerini moda tutkunları ile buluşturan IKONIK STORE; exclusive parçalardan oluşan hediye alternatifleriyle Sevgililer Günü’nün...

    Hijyenik Evler için İhtiyaç Duyulan Her Şey Temizlik Doposun’da

    Müşterilerinin ihtiyaç ve beklentilerini dikkate alarak birbirinden farklı ve kaliteli ürünler geliştiren Temizlik Doposu; gelen talepler doğrultusunda geliştirdiği temizlik ürünleri tüketicilerin en...

    Yeni Fıx+ Stay Over Makyaj Spreyi İle Tanış!

    Makyajınızın kalıcı olmasını sağlayın! Makyaj görünümünüzü 16 saat boyunca kuruluk, yapışkanlık veya donukluk olmadan sabitleyen devrim niteliğindeki yeni etanol içermeyen sabitleyici spreyimiz...