“Şüphesiz her gerçek ilişki yıllar içinde birçok aşamadan geçer ve söz konusu zaman aralığında pek çok duyguyu da içinde barındırır. Aşk türleri ve aşka dair duygular hakkında sunulmuş pek çok teori var, bu yazıda en çok merak edilen aşk teorilerinin başında gelen, psikoloji alanının önemli ismi Robert Sternberg’in gözünden aşk üçgeni kuramından bahsedeceğiz.”
Aşk üçgeni nedir?
Sternberg, aşk üçgeni teorisini, sevginin üç ana bileşenini olan samimiyet, tutku ve bağlılık ile tanımlar. Her biri farklı duyguları kapsar ve üçü de Sternberg’in mükemmel aşk dediği şeyle sonuçlanır. Bu teoriye göre aşk; yakınlık, bağlılık ve tutku durumlarının farklı kombinasyonlarıyla farklı boyutlara ayrılıyor.
Teorisi 25 ülkede 7,300’den fazla insan üzerinde yapılan araştırmalarla evrensel olarak kanıtlanan Sternberg bu kuramını, “Hayatımda, içinde bulunduğum bir ilişkinin pek iyi gitmediği bir noktadaydım. İçinde bulunduğum farklı ilişkileri düşündüm ve en azından aşk açısından ilişkilere hakim olan üç unsurun olduğu sonucuna vardım” şeklinde açıklıyor.
Aşk teorisinin 3 vazgeçilmezi
1- Yakınlık
Sternberg üçgen aşk teorisinde, bir ilişkideki samimiyetin, birinin diğerine ne kadar yakın, bağlı ve güvendiğiyle ilgili olduğunu söylüyor. Aynı zamanda iletişimi ne kadar iyi sağlayabildiğinizle yakından ilişkilidir. Genel olarak, yakınlık ve bağlantı duyguları ya da “partnerlerin birbirine ne kadar yakın ve bağlı hissettiğidir” diyor.
2- Tutku
Sternberg’e göre tutku, kişinin partnerini düşünürken veya onunla birlikte olmaktan ne kadar heyecanlandığı ve ona ne kadar ihtiyaç duyduğudur. Ve tabii ki cinsel çekicilik de çiftler arasında ayrı önem taşır. Heyecan verici ve karışınızdakini merak ettiğiniz bir ilişki yaşıyorsanız bu, tutkuyu da beraberinde getirir.
3- Bağlılık
Üçgen aşk teorisinin üçüncü unsuru, bağlılık veya Sternberg’in açıkladığı gibi kişilerin ilişki içindeki iyi niyet derecesidir. Ayrıca bu, üç kuramdan tek bilinçli ve kasıtlı olanıdır. Kısa zamanda uzun vadeli bağlılığı beraberinde getiren bir karar bileşeni içerir. Tam anlamıyla bağlılık ve güven sağladığınızda, aradığınızı bulduğunuzu düşünür, emin adımlarda ilişkinize devam edersiniz.
Farklı fikirler farklı aşk hikayelerini yaratır
İlginç bir şekilde üç bileşen farklı şekillerde etkileşime girebilir ve farklı aşk hikayelerini doğurur. En başından beri Sternberg, aşkın ne olduğuna odaklanmak yerine, sevginin gerçekte nasıl geliştiğiyle ilgilenir. Bunun sonucunda, üçgen teoride farklı hikayelerin farklı aşk kalıplarına yol açtığı kanısına varmıştır.
Üçgen aşk teorisine göre insanların sahip olabileceği kombinasyonlar, herkesin aşk hikayeleri hakkında bir fikri olduğu ya da hepimizin birçok aşk hikayesine sahip olduğu yönündedir. Bu durumda sahip olduğumuz aşk fikirleri bize ilişkide nelerin yaşanması gerektiğini söyler ve böylece ilişkilerimizin rotasını belirler.
Ne tür bir aşk yaşıyorsunuz?
Bu üç bileşen arasındaki dengeyi, çiftlerin kendisinin sağlaması gerektiğini belirtmek gerekir. Ancak Sternberg’e göre, her ilişkinin yönü farklı şekilde seyreder. İlişkide, önce arkadaş gibi olmanın önemli olduğunu düşünüyorsanız, samimiyet konusunda uzmanlaşıyor olabilirsiniz. Eğer seksin egemen olduğunu hissediyorsanız, delicesine aşık olmuş ve tutkulu bir aşk yaşıyorsunuz demektir.