Süt ve süt ürünleri yaşam boyu hem çocuklar hem de yetişkinler için yeterli ve dengeli beslenmede vazgeçilmemesi gereken en önemli besin grubu. Ancak özellikle süt içtikten sonra, bazı kişilerin alerji veya intolerans sorunu yaşadığını biliyoruz. Eskiden süt intoleransına nadir rastlanırdı. Bugün ülkemizde her 100 aileden 25’inde çocukların sütü rahat içemediği, 22’sinde ise süt içiminden sonra rahatsızlık yaşadığı biliniyor. Yaşla birlikte her 100 kişiden 70’inde laktaz enziminin salınımının azalması hassasiyetin daha sık görülmesinde etkili oluyor. İskandinav ülkelerinde laktoz intoleransı görülme sıklığı yüzde 2 iken, Güney Amerika ve Afrika’da yüzde 50, Asya’da neredeyse yüzde 100. Bu oran Türkiye için ise yüzde 70-80 olarak belirlenmiş.
LAKTOZ INTOLERANSI NEDİR?
Laktoz, süt şekeri olarak bilinen glikoz ve galaktoz adlı iki basit karbonhidratın birleşmesiyle meydana gelen, süt, yoğurt, peynir, ayran ve kefirde bulunan bir karbonhidratçeşidi. Bu yiyeceklerin dışında tereyağı, krema, kaymak ve dondurmada da laktoz bolca var. Yiyeceklerle aldığımız laktoz, ince bağırsağa gelinceye kadar vücudumuzda bir sindirim işlemine uğramaz. İnce bağırsağa ulaşan laktoz molekülünün, bağırsak içi epitel hücrelerinin fırçamsı kenarlarında bulunan ve buradan salınan özel bir enzim olan laktaz enzimi sayesinde sindirimi başlar. Laktaz enzimi annenin hamileliğinin son döneminde bebeğin bağırsaklarında oluşmaya başlar ve çocukluk döneminde en yüksek seviyeye çıkar. Yaşam boyu da bağırsaklarda salınır. Bebekler doğumdan sonra anne sütünde de var olan laktozu, bağırsaklarında hazır bulunan laktaz enzimi ile çok rahat bir şekilde parçalar. Fakat bazı bebeklerde bu enzim bağırsaklarda çok az salgılanırsa sindirilmeyen laktoz, ince bağırsak ve kolondaki bazı bakteriler tarafından parçalanmaya başlar. Bu parçalanma ile hidrojen, karbondioksit ve metan gazları oluşur. Bu da erken bebeklik döneminde çocukta gaz, karın ağrısı, kramp, şişkinlik, bulantı, kusma, ishal ve sıvı kaybı gibi sorunlara neden olur.
TANI GEÇ KONULUYOR
Genelde bu belirtiler birçok gastrointestinal sistem hastalıkları ile benzerlik gösterdiği için çocuklarda ve yaşla birlikte yetişkinlerde görülen laktoz intoleransı tanısı hastalara epeyce geç konulur. Tedavisi de hayatı boyunca hastaların yakasını bırakmaz. Yaşla birlikte laktaz enzim kapasitesi azalabilir, bağırsaklarda oluşan hasarlar bu enzimin salgılanmasını engelleyebilir. Ağır sistemik bağırsak hastalarında, özellikle de irritabl bağırsak sendromunda enzim çalışma kapasitesi düşerek laktoz intoleransı gelişebilir.
BESLENMEDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Laktoz intoleransında beslenmeden laktozlu yiyecekler çıkarılınca hastalık tedavi olurken ana kalsiyum kaynaklarından fakir beslenme ve kaliteli protein kaynağının vücutta yeterli alınamaması çocuklarda büyümede gecikme, büyüyen çocukta ve erişkinde kemik yapımında bozulma sonucu osteoporoza yol açabilmektedir. Bu nedenle laktoz intoleransı olan kişilerin B2, D vitamini, kalsiyum, megnezyum ve fosfordan dengeli bir beslenme desteği ile yaşamlarını sağlıklı devam ettirmeleri mümkündür. Birçok laktoz intoleransı olan ve belirli bir miktar laktozu tolere edebilen kişilerin süt dışındaki süt ürünlerini yemelerinde sakınca olmadığını belirtmeliyim. Özellikle peynir, yoğurt ve kefir gibi süt ürünlerinde sütteki laktozun fermentasyonu sonucunda süte göre laktoz miktarı azalır. Birçok laktoz intoleransına sahip bireyler sert peynir, süzme yoğurt ve kefiri rahatlıkla az miktarda da olsa tüketebilir. Laktoz intoleransına sahip olan kişiler günlük beslenmelerinde bazı baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler ve yağlı tohumların da çok az miktarda da olsa laktoz içermesinden dolayı yerken dikkat etmeliler. Çok az laktoz intoleransı olan kişilerde ıspanak, taze fasulye, marul, mercimek, badem yedikten sonra gaz ve şişkinlik görülebilir, bağırsaklarda ağrı yaşanabilir. Hazır birçok yiyecekte laktoz mevcuttur. Özellikle çikolata, bisküvi gibi süt, tereyağı eklenerek hazırlanmış endüstriyel yiyecekler, waffle, pancake, kraker, kek, kurabiye gibi pastacılık ürünleri, işlenmiş etlerden sosis, margarin, salata soslarında laktoz bulunabilir. Bu nedenle alınan ürünlerin besin etiketleri iyice okunmalı.
RAHATSIZLIĞIN TESPİTİ İÇİN HANGİ TEST YAPILMALI?
Laktoz intoleransı için altın standart, ağrılı ve uygulaması zor bir yöntem olan ince bağırsağın uygun kısmından alınan biyopsi ile laktaz enzim aktivitesi ölçümüdür. Kesin tanı için tek yöntemdir ama pratikte ilk başvurulan olmaz. İkinci yöntem ise Laktoz Tolerans Testi. 50 gram laktoz alımı sonrasında hızla klinik belirtiler ortaya çıkar ve kan şekerinde 20 mg/dL artışa idrarda galaktoz atımı eşlik eder. Bu bulgular tanının konmasında yeterli bulunur. Sık uygulanan ve laktoz intoleransı tanısı koymada en pratik yöntem ise Laktoz Nefes Testi. 50 gram laktoz tüketimi sonrasında nefes ile açığa çıkan hidrojen miktarının ölçülmesi ile değerlendirme yapılır. Laktoz intoleransında laktoz içeren besinlerin diyetten çıkarılması iyileşmeyi hızlandırdığı için biyopsiyi kabul etmeyen kişilerde ya da diğer test olanaklarını bulamayanlarda sadece beslenme planından laktoz kaynaklarının çıkarılarak bireyde laktoz intoleransına yönelik şikayetlerin izlenmesi yöntemi de uygulanabilir. Diyet birkaç yolla kolayca yapılabilir. Beslenmede laktoz içeren tüm besinler çıkarılabilir, düşük laktoz içeren beslenme yoluna gidilebilir. Laktoz içeren besinlerle eczaneden alınan laktaz enzimini tüketmek de intoleransı olan kişiler için izlenebilecek en doğru yollardan. Fakat en etkili yöntemin laktoz içeren yiyeceklerin eliminasyonu olduğunu belirtmekte yarar görüyorum. Bazı tıp merkezleri dışkıda redüktan madde, idrarda şeker kromotografisi gibi yöntemlerle de tanıya ilişkin değerlendirme yapılmakta. Kan testi ile laktoz intoleransı değerlendirilmesi ise mümkün değil..
LAKTOZSUZ SÜT ÜRÜNLERİ TEK ÇARE
Laktoz intoleransına sahip veya şüphesi olan kişilerde süt başta olmak üzere süt ürünlerinin yaşamdan çıkarılması başta kalsiyum olmak üzere birçok elzem besin öğelerinin yetersizliklerine neden olabilmekte. Kalsiyum kaynaklarından arındırılmış bir beslenme planı ile laktoz intoleransı hastalarında osteoporoz, hipertansiyon ve bazı kanser türlerine yatkınlık gözlemlendiğinden mutlaka bir miktar laktoz içeren yiyeceğin beslenmede bulundurması sağlanmalı. Laktoz intoleransı olan bireylerde günde 12 grama kadar laktoz alımı tolere edebilirken çok nadiren 1-2 gram laktoz aldıklarında şişkinlik, gaz, hazımsızlık ve karında ağrı görülebilmekte. Yeni besin teknolojileri, laktoz içeriği tüm bireylerde tolere edebilecek düzeyde azaltılmış ürünleri geliştirebilmekte. Sütün laktoz içeriğini azaltmak için kullanılan ultra veya nanofiltrasyon veya kromatografi yöntemleri laktozu filtreleyerek laktozsuz süt üretimini sağlayabilmekte. Sütten ayrıştırılan laktoz ise besin sanayisinde kullanılmakta. Ayrıca laktaz enzimi ile laktoz parçalanarak sütün bileşiminde bulunan doğal laktoz miktarı azaltılarak da laktozu azaltılmış sütler yapılabilmekte. Bunun için süt teknolojisi 6-8 derecede süte laktaz enzimi ekleyerek 20-30 dakika bekletilmesi ile sütün laktoz içeriğini düşürme yoluna gidiyor. Laktaz enzimi 100 ml süte 2 ya da 4 damla eklenerek hazırlanabilmekte. Laktaz enzimi eklenen sütün içindeki laktoz enzimatik reaksiyonlar sonucunda glikoz ve galaktozun açığa çıkması ile süt tatlanır ve keyifli içilebilecek kıvam alır.
Kadinvesaglik.org
Bu yazı, https://www.sabah.com.tr/ sitesinden alınmıştır.