Günümüzün hatta haftamızın büyük bir kısmını çalışarak geçiriyoruz ve birçok öğünümüzü dışarıda yemek durumunda kalıyoruz. Evimizde kendi seçtiğimiz malzemelerle yemek yapma süremiz azaldıkça özellikle çalışan insanlar için beslenmenin önemi de gittikçe artıyor.
Kurumlar kendi bünyesinde çalışanlara catering hizmeti veriyor olsa da veya kişiler dışarıdan yemek alımı yapsa da doğru planlanmamış öğünler, birçok sağlık sorununa yol açabiliyor. Kalorisi ve besin değerleri doğru hesaplanmamış bu öğünler obezite, kas-iskelet sistemi hastalıkları, uyku bozuklukları, depresyon, guatr, osteomalasi, bel çevresinde yağlanma ve hipertansiyon hastalıklarına sebep olabiliyor.
Beslenme Planlaması Kişiye Özel Olmalı
Uzun vadede insan yaşamını çok fazla etkileyen bu hastalıkları önlemek için çalışma hayatında beslenmekle ilgili görüşlerini paylaşan Infinity Regenerative Clinic Medikal Ekibinden Genetik Bilim Uzmanı & Diyetisyen Dilara Devranoğlu “Çalışan insanların gün içinde tükettiği enerji düşünüldüğünde bu kişilerin dengeli ve sağlıklı beslenmesi büyük önem taşıyor.
Özellikle ofislerde masa başı çalışan kişilerde, fiziksel aktivitenin azalmasına bağlı olarak hastalıkların oluşma riski artıyor. Uzun süre hareketsizlik vücutta yağ kütlesinde birikim gibi sorunlara sebep oluyor ve bu kişinin sağlığını ve sosyal hayatını oldukça olumsuz yönde etkiliyor.
Bu sebeple nasıl işimizi planlayarak her şeyin yolunda gitmesini sağlıyor ve aksiliklerin önüne geçiyorsak, beslenmemizi de planlamamız gerekiyor. Kişilerin beslenmelerinin planlanması; yaş, cinsiyet, beslenme gereksinimi, yeme alışkanlıkları, sağlık durumu, mesai saatleri ve çalışma şartlarına göre özel olarak hazırlanması ve uygulanması gerekir “dedi.
Beslenme planlamasının yalnızca beslenme uzmanları tarafından yapılması gerektiğine de dikkat çekerek bazı önerilerde bulunan Devranoğlu ”Beslenme planlaması kişiye özel olmalıdır ama bazı genel önerilerle bile yaşamınızı iyileştirebilirsiniz.
İlk etapta günlük su tüketiminizi ayarlayarak başlamalısınız. Dünya Sağlık Örgütü’nün su tüketimi önerisi günde kg başına 30 ml’dir. Siz de kilonuzu 0,03 ile çarparak günlük tüketmeniz gereken su miktarını hesaplayabilirsiniz. Yeterli miktarda su tüketimi metabolizmanızın da daha hızlı çalışmasını sağlar. Hazır yiyecekleri tüketmemeli, yemeklerinizi evde hazırlamaya özen göstermelisiniz. Kahvaltıda yüksek trans yağ oranına sahip açma, poğaça gibi unlu gıdalar yerine içerisinde yumurta, zeytin, salatalık, roka, maydanoz, peynir gibi kahvaltılıkların bulunduğu bol zeytinyağı eklenmiş bir salata sizi uzun saatler boyunca tok tutacaktır. Özellikle ara öğünlerde bisküvi, kraker ve çikolata gibi ürünler şeker içeriği sebebiyle kan şekerinizi hızlı bir şekilde yükseltip düşüreceği için bu tip paketli gıdalardan kaçınmalısınız. Ara öğüne gereksinim duyuyorsanız size enerji verecek olan ceviz, fındık, badem gibi en sağlıklı yağlı tohumlardan porsiyon ölçüsü dahilinde tüketebilirsiniz. Öğle yemeklerinde ise fast-food yerine ev yemeklerini tercih edebilirsiniz. Besin düzeyi yüksek et ürünlerinin yanına zeytinyağlı bir salata veya sebze yemeği ekleyerek, doygunluk sağlayabilirsiniz. Ayrıca tuz tüketiminizi azaltarak, ödem oluşmasını da engelleyebilirsiniz.” dedi.
Her 50 Dakikada Bir 5-10 Dakika Mola Verip, Hareket Etmelisiniz
Ofislerde masa başı çalışanların hareketsiz kalmasının da birçok rahatsızlığa sebep olduğuna değinen Devranoğlu
”Çalışırken her 50 dakikada bir 5-10 dakika ara verebilir, oturduğunuz yerde esneme hareketleri yaparak veya ofis içerisinde yürüyerek bile kaslarınızı rahatlatabilirsiniz. Uzun süre hareketsiz kalmak birçok bel ve boyun rahatsızlığına sebep olabileceği gibi kilo alımına da neden olacaktır.
Ayrıca işe gelirken arabanızı biraz uzak mesafeye park ederek bu mesafeyi yürüyebilir, toplu taşımayla geliyorsanız evinizden birkaç durak önce inerek yürüyüş yapabilirsiniz. “dedi.