Devamı

    Diğer Başlıklarımız

    Çocukluğu Cinsellik Açısından Okumak

    Yapı Kredi Yayınları’nın ‘Psikanaliz Defterleri, Çocuk ve Ergen Çalışmaları’ serisinin son verimi ‘Çocuk ve Ergen Cinselliği’ne odaklanıyor. Nicole Minazio imzalı ‘Cinsellik ve Toplumsal Cinsiyet’ makalesinde okunabilir, anlaşılır tahlillerle karşılaşıyoruz mesela.

    Gözünüzün önünde her gün bir varlığın adım adım büyümesine şahitlik ediyorsanız hayretten hayrete de düşüyorsunuz demektir. Vaktiyle geçilmiş, yaşanmış olan; şimdi her adımda, her bakışta, her davranışta geri gelip adeta güncellenmektedir. Kavram ile somut gerçeklik karşılıklı yaşamaktadır. ‘Enfant’ (çocuk) sözcüğünün Latince kökenli ‘infans, konuşmayı bilmeyen insan’ demek olduğunu öğrenmenin de sürprizli tarafı elbette vardır. (Tek tek dillerdeki ‘çocuk’ sözcüğünün etimolojisini bilmek ne heyecan verici olurdu.) Ancak, çocuğun konuşamaz olması, onun konuşulamaz olduğu anlamına gelmez. Hatta, neredeyse insanın bütün konuştuğu çocuktan, çocukluktan başka ne olabilir?

    Çocuğu, çocukluğu, cinsellik açısından okumak ise başlı başına çetin bir iş. Yetkinlik, uzmanlık, araştırma gerektirir. İnfans (konuşamayan) olan çocuk, elbette kendi üzerine de düşünemez. Çocuk cinselliği yetişkinler arası bir iletişimdir bu yüzden. Lacan’ın deyimiyle ‘özne bir gösteren tarafından işaret edilebilir’ durumdaysa hele, ‘bebek, çocuk yahut ergenin, kendini eşleştirdiği ve kendini bulduğu kavramlar analitik amaç için esas nokta değildirler’. Analitik amaç da bir yığın süreç içerir. Cinselliği bir ‘ilk karşılaşma’ diye yorumlayan uzmanlar bunun bir ‘nevroz’a (travma) hangi şartlar altında dönüştüğünü araştırırlar. Özellikle, cinselliğin toplumsal cinsiyet formuna kavuşması söz konusu olduğunda konunun kritik eşiği de belirmiş olur.

    ‘Psikanaliz Defterleri, Çocuk ve Ergen Çalışmaları’ serisinin son verimi ‘Çocuk ve Ergen Cinselliği’ne odaklanıyor. Nicole Minazio imzalı ‘Cinsellik ve Toplumsal Cinsiyet’ makalesinde okunabilir, anlaşılır tahlillerle karşılaşıyoruz mesela. “Beden, yaşamın en başından itibaren var olan toplumsal bir inşanın meyvesidir ve cinsiyet ancak toplumsal cinsiyetten yola çıkılarak anlaşılabilir” görüşünün detaylarına dalıyoruz. Düşlemsel yaşantı ile simgesel dayanak noktalarını ayrıştıran yazar, imgesel çocuk ile gerçek çocuğun ne olduğuna, anne-babanın, özellikle annenin ruhsallığına dikkat çekiyor. Ve bir uyarıda da bulunuyor Minozia, her tür eleştirel yaklaşıma karşı; “Yaşamın başından itibaren insanoğlunun cinsel yaşantısını düzenlemekte olan psikoseksüel temelleri göz önünde bulundurmaktayız”. Zaten tartışmalar da burada, temeli yorumlayışta başlıyor cinsellikte.

    Sezai Halifelioğlu, ‘Dürtü ve İçgüdü Olarak Cinsellik’ meselesinde yol alırken Talat Parman, oldukça öğretici yazısıyla ‘cinsellik nasıl başlar’ sorusunu kuram ve yorumla destekliyor. Oğuzhan Nacak, Neslihan Zabcı, Alper Şahin, Şeyda Postacı, Ebru Baykoca yazılarıyla kitabı derinleştiriyorlar. Jean P. Gueguen, François Richard, Fiona Faraci’nin araştırmalarıyla çocuk ve ergen cinselliğine dair pek çok soru/sorun (Oidipus rehberi, baba sansürü vs.) irdeleniyor.
    “Benlik, her şeyden önce bedenseldir” diyen Freud’un yaklaşımları yanında, ‘cinsel gelişimin bireyin gelişiminin merkezi sayan psikanaliz’i anlayabilmek, Oidipus meselesini güncel bilgiden çözebilmek için Şeyda Postacı’nın yazısı tam bir rehber. ‘Psikanaliz Defterler’ serisi merak ederken bilmek, bildikçe davranışları gözden geçirmek için değerli bir seri.

    Latest Posts

    Haberler

    spot_img