Devamı

    Diğer Başlıklarımız

    Kadınlarda Cinsel Uyarılma Bozukluğu: Nedir, Neden Olur ve Nasıl Tedavi Edilir?

    Cinsel uyarılma bozukluğu pek çok kadının başına gelebiliyor. Gelin bu sorunu daha yakından tanıyalım, nedenlerine ve çözümlerine bakalım. Psikiyatrist-Psikoterapist Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, kadınlarda cinsel uyarılma bozukluğu hakkında merak edilen her şeyi anlattı.

    Cinsel uyarılma bozukluğu, sürekli ya da tekrarlayıcı biçimde, cinsel uyarılmanın olmaması ya da uyarılmanın cinsel birleşme bitinceye kadar sürdürülememesi durumudur. Bu durum cinsellikle ilgili sıkıntı yaşatır. Cinsel uyarılma, bedenin cinselliğe hazırlanmasıdır. Cinsel isteğin ortaya çıkmasıyla birlikte vücutta çeşitli değişiklikler olur.

    Cinsel uyarılma esnasında erotik duygular yoğunlaşır, vajinada cinsel birleşmeye hazırlık olarak kayganlaşma olur. Vajinaya doğru kan akımı artar. Cinsel olarak heyecanlanma sonucunda kalp atışı hızlanır, nefes alıp verme artar, vücutta genel bir sıcaklık hissi oluşur. Göğüslerde gerginlik ve meme uçlarında dikleşme meydana gelir. Yine bu dönemde klitoris şişer, vajina uzar, genişler ve gevşer. Böylece cinsel birleşme için cinsel organ hazır hale gelir. Cinsel uyarılma bozukluğunda bu durumlar oluşmaz. Doğal olarak cinselliğin diğer dönemlerine geçiş olmaz. Cinsellik sona erer ya da hazzın olmadığı, hatta bazen acı veren bir cinsel birleşme olur.

    Kadınlarda ne kadar yaygın olduğu tam olarak bilinmiyor.

    Ancak yapılan bir araştırmada, evliliğinde mutlu olduğunu söyleyen kadınların bile üçte birinde bu sorunun olduğu görülmüştür. Fazla endişeli olanlarda, suçluluk duygusu yaşayanlarda, cinsellikle ilgili korkuları olanlarda daha fazla görülmektedir. Genelde ülkemizde alelacele, hatta çoğunlukla çak az ya da hiç ön sevişme olmadan cinsellik başlatılıyor. Bu durum bedenin, cinsellik için hazırlanmasını engelliyor.

    Bunların dışında hormonal bozukluklar, bazı psikiyatri ilaçları, tansiyon ilaçları, idrar söktürücüler, alerji ilaçları, astım ilaçları, kolesterol ilaçları cinsel uyarılmayı engellemektedirler.

    Kadınlar açısından bu durum nasıl yaşanıyor? 

    Esasen cinsellik bir sıra izler. Öncelikle kadında cinsel istek ortaya çıkar, devamında cinsel uyarılma oluşur. Bunu cinsel hazzın yoğun yaşandığı bir birleşme dönemi sonrasında orgazm ve rahatlama dönemi gelir.

    Kadınlar cinsel uyarılma bozukluğu nedeniyle tedaviye pek başvurmuyorlar. Esasen cinsel sorunlar için kadınların tedaviye başvuramamasının altında birçok neden yatıyor. Toplumumuzda genç kızların cinselliğe ilgi göstermeleri bile yoğun tepki almaktadır. Cinsellikle ilgili konuşmaların ayıp ve günah denilerek engellenmesi de bir sorundur. Birçok kadın yaşamları boyunca hiç mastürbasyon denememiştir. Toplumda mastürbasyon sadece erkeklere ait bir cinsel doyum şekli gibi gösterilmektedir. Kadınlardan beklenen, sadece eşlerinin cinsel isteklerine yanıt vermek olmalı şeklinde bir algı vardır.

    Ayrıca kadınlar eşleriyle cinsel konularda konuşmazlar. Vücutlarının neresinden zevk aldıklarını, cinsellikte nelerden hoşlanmadıklarını, hangi pozisyonun hoşuna gittiğini söylemezler. Bu nedenle hem kadın hem de erkek, bu konuları arkadaş sohbetlerinden öğrendikleri kadarıyla cinselliği yaşarlar. Ayrıca kadınların cinsellikle ilgili eşleriyle konuşmaları, cinsel isteklerini söylemeleri ayıp sayılmaktadır. Hatta cinsel isteği olan kadına kötü gözle bakılmaktadır.

    Birçok kadın yeteri kadar uyarılmadığı halde cinsel birleşmeyi reddedemez.

    Yapılan araştırmalar kadınların önemli bir bölümünün ön sevişme sırasında eşlerine çok az katıldıkları ya da hiç katılmadıkları, cinsel birleşme sırasında ise çoğunlukla hareketsiz kaldıkları gerçeğini göstermiştir. Evlilikte olan çatışmalar, eşler arasında yakınlık sorunları, duygusal olarak yaşanan eksiklikler de bu sorunu ortaya çıkarabilir. Eşini sevmeyen, istemeyen kadınlarda da uyarılma sorunu karşımıza çıkmaktadır.

    Cinsel uyarılma sorunun en önemli nedeni ön sevişmenin yeteri kadar olmamasıdır. Uyarılma için ön sevişme çok önemlidir. Ön sevişme süresi uyarılmayı kolaylaştırır. Kısa ön sevişmelerde kadın bedeni, cinsel birleşme için hazırlanamaz. Bazen sadece ön sevişmeyi uzatmak bu sorunu ortadan kaldırmaktadır. Erken boşalma yaşayan erkekler ön sevişmeyi kısa tutmak isterler, aksi halde bu sırada boşalabilirler. Yani erkekteki bu sorunda kadının cinsel olarak uyarılamamasına neden olabilmektedirler.

    Cinselliğin yaşandığı ortam da kadının cinsel olarak uyarılmasını etkileyebilir. Temiz olmayan ortamlar, aşırı ışıklı-aydınlık ortamlar, yatak odasının kapısının anahtarının olmaması, bebeğin ya da çocuğun aynı odada olması gibi nedenler önemlidir.

    Hamile kalma endişesi ve hamilelik durumunda bebeğe zarar gelir korkusu da önemli bir sorundur.

    Bazı kadınlar cinsellikten, penisten ve meniden tiksinmektedirler, bu da cinsel uyarılmayı engellemektedir. Bu durumun mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir.

    Geçmişinde tecavüz ya da taciz yaşayan kadınlarda da, cinsel uyarılma bir sorundur.

    Eşi tarafından aldatılan kadınlar cinsellikle ilgili yoğun sorun yaşarlar.

    Birçok kadın cinsel uyarılma bozukluğu sorununu fark etse de eşiyle bu konuyu konuşup çözüm aramak konusunda oldukça zorlanmaktadırlar.

    Hangi belirtilerle ortaya çıkıyor? 

    Belirtileri anlamak, bu konuda bilgi sahibi olmakla mümkündür. Çünkü kadınların bir kısmı bu durumu bir kader olarak algılamaktadırlar. Cinsellikle ilgili öğretilen cinsel birleşmenin ağrılı olacağına dair yanlış bilgi sorunu fark etmeyi engellemektedir.

    Daha çok şu belirtiler görülür: 

    – Cinsel isteksizlik

    – Cinsellikten haz alamama

    – Cinsellikten kaçınma

    – Ağrılı cinsel birleşme

    – Orgazm olamama

    – Vajinada kuruluk hissi

    – Meme uçlarında dikleşme olmaması

    Başka sorunlarla karıştırılabiliyor mu? 

    Birçok cinsel sorunda benzer belirtiler oluyor. Hemen her cinsel sorunda cinsellikten uzaklaşma olmaktadır. Bu nedenle cinsellikten uzaklaşma mutlaka araştırılması gereken bir konudur. Cinsel uyarılma bozukluğu, cinsel istek bozukluğu ile karışmaktadır. Cinsel istek bozukluğunda genellikle cinselliğe başlamakla ilgili bir sorun vardır. Ancak diğerinde vücudun cinselliğe hazırlanmasında sorun vardır.

    Ağrılı cinsel birleşme ile de karışmaktadır. Ağrılı cinsel birleşme probleminin altında enfeksiyonlar, kist hastalıkları, geçirilmiş ameliyatlar, idrar yolu iltihaplanmaları, menopoz ya da hormonal sorunlar yatmaktadır, Yine karışan bir sorunda vajinusmustur. Vajinusmusta istek ve uyarılmada sorun yoktur. Ancak cinsel birleşme sırasında kadın bacaklarını kasar, geri çekilir ve birleşmeye izni vermez.

    Orgazm bozukluğu nedir? Bu sorun ile arasında bir ilişki var mı? 

    Önce orgazm nedir onu açıklamak gerekir. Orgazm, Yunanca şehvetli heyecan anlamına gelmektedir. Kadının cinsel uyarının artışı sonrasında vajina, rahim ve kasık bölgesinde hissettiği ritmik kasılmalar ve buna eşlik eden yoğun zihinsel hazdır. Havada asılı kalmak gibi bir duygu, kontrolün kısmen yitirilme duygusu gibi hissedilir. Erkek ve kadın orgazmı arasındaki fark; erkeklerde cinsel birleşme sırasında bir kez yaşanmasına rağmen kadınlarda aynı cinsel birleşme sırasında bir veya birden fazla defa orgazm yaşanabilir.

    Orgazm bozukluğu, cinsel birleşmelerin çoğunda (% 75 veya daha fazlasında) kadının orgazm olamamasıdır. Bunun yanında, orgazmı düşük haz düzeyinde yaşamak da orgazm bozukluğu olarak nitelendirilebilinir. Bazen erkeklere ait cinsel sorunlar (Sertleşme bozukluğu ve erken boşalma gibi) kadının orgazm olamamasının en önemli nedenlerindendir. Çünkü orgazm olabilmek için cinsel birleşmenin kesintisiz ve belirli bir sürenin üzerinde devam etmesi gerekir.

    Ülkemizde cinsel sorunla başvuran kadınların yarısında orgazm bozukluğu sorunu bulunmuştur. Cinsel uyarılma bozukluğunda cinselliğin bir ileri evresi olan orgazm yaşamak olanaksızdır. Bazen kadınlar cinsel uyarılma bozukluğu sorunu olmasına rağmen “orgazm olamıyorum” sorunuyla doktora başvurmaktadırlar.

    Daha çok psikolojik mi yoksa fizyolojik nedenler mi bu soruna neden oluyor? 

    Cinsel uyarılma bozukluğunun küçük bir bölümü fizyolojik yani başka bir hastalığa bağlı olabilir. Özellikle hormonal sorunlar yaşayan kadınlarda ve bazı ilaçların etkisiyle cinsel uyarılma bozukluğu oluşabilmektedir. Büyük oranda cinsel uyarılma bozukluğunun nedeni psikolojiktir.

    Bazen; panik bozukluk, endişe bozukluğu, depresyon, takıntı hastalığı gibi birçok ruhsal hastalık bu soruna neden olabilmektedir. Bu hastalıkların tedavi edilmesi bile sorunu ortadan kaldırabilmektedir. Çok endişeli kişiler, özgüven sorunu yaşayanlar, cinsellikle ilgili yanlış bilgileri olanlar, cinsellikle ilgili yoğun korkuları olan, eşiyle çatışması olan kişiler de bu sorunu yaşamaktadırlar.

    Nasıl tedavi ediliyor? 

    Öncelikle bu sorunla başvuran kişiler mutlaka kadın hastalıkları ve doğum hekimine, başka fiziksel bir sorun var mı diye kontrole gönderilirler. Fiziksel sorun yoksa veya tedavi edildikten sonra cinsel terapiyle tedavi edilirler. Cinsel terapi esnasında başka pir psikiyatrik sorun yoksa ilaç kullanmadan cinsel terapistin önerileri ve verdiği ödevler/görevlerle tedavi edilmektedir.

    Cinsel tedavi sırasında çift mutlaka cinsel yönden bilgilendirilirler. Ortalama 6-12 seansta tedavi edilirler. Cinsel terapi eşle beraber (çift olarak) yapılır. Tek başına tedavi genelde tercih edilmez, ancak zorunlu hallerde uygulanabilir. Medyada ve internette tek seansta çözüm gibi bazı reklamlar yer almaktadır, bu tedavilerin bilimsel bir geçerliliği yoktur. Bu konuda önemli bir bilgi de eğitimli bir kişi tarafından terapi gerçekleştirilmelidir.

    Cinsel uyarılma bozukluğunun görüldüğü bir kadın, tedavi sonrası bu sorundan tamamen kurtulabiliyor mu? 

    Cinsel tedavi sonuçları oldukça başarılıdır. Ancak tedavinin sonucunu etkileyen faktörler vardır. Çiftin tedaviye verdiği önem, verilen görevlerin yerine getirilmesi, eşlerin tedavi isteği ve seansların aksatılmaması, tedaviyi olumlu etkilemektedir. Eşini istemeyen çiftlerde tedavi genelde başarısız olur. Tedavinin şartları yerine getirilirse, kadın bu sorundan tamamen kurtulmaktadır.

    Psikiyatrik açıdan bu sorunun ortaya çıkışında cinsel mitlerin rolü var mı? Geçmiş öğretiler, toplumsal baskılar ve benzeri… 

    Cinsel yaşam, kültürden ve toplumdan etkilenir. Yeni kuşaklar yetişirken toplumun hafızasında olan bilgilerle, kalıp düşüncelerle, yargılarla karşılaşmaktadırlar. Cinsellik alanında da doğru ve yanlışlar bize öğretilir. Cinsellikle ilgili abartılı, yanlışlarla dolu bir sürü bilgiye maruz kalmaktayız. Zaten birçok kişi cinselliği, gençlik döneminde arkadaşlarıyla yaptıkları konuşmalardan öğrenir. Genelde yeterince cinsel deneyimi olmayan gençler birbirlerine yanlış bilgi vermektedirler. Bugün internete, kitaba, dergilere, gazetelere ulaşmanın kolay olması, cinselliğin daha konuşulur bir konu olması, bu yönde önemli ilerlemelere sebep olmuştur. Buna rağmen yanlış bilgiler hala çok yaygındır.

    Peki, bu cinsel mitler (Yanlış cinsel bilgiler, şehir efsaneleri, cinsel hurafeler) nelerdir? 

    – Cinsellikte başarı önemlidir: Cinsellikte hedef başarı değildir. Sonucun her seferinde iki kişinin orgazmıyla sonuçlanması gerekmez. Bunu bir başarı görmek kişide performans endişesi yaratır.

    – Cinselliği erkek başlatır: Cinsellikte ideal olan yarı yarıya kadın ve erkeğin cinselliği başlatmasıdır. Cinselliği kadının başlatması ahlaken olumsuz bir anlam oluşturmaz, aksine eşine olan cinsel ilgisini gösterir.

    – Yaşlanma cinsel isteği ortadan kaldırır: Yaşlılarda da cinsel istek gençlerden farklı değildir. Bazen sıklığı azalsa da cinsellik aynı hazla yaşanır. Yaşlılıkta nedense cinsellik ayıpmış gibi bir kavram oluşmuştur. Bu tamamen uydurmadır.

    – Menopoz cinsel isteği ortadan kaldırır: Menopozla birlikte doğurganlık sona erer, ancak cinsel istek etkilenmez. Bazen menopozda vajinal kuruluk olabilir. Ancak bu tedavi edilebilir.

    -Kadınların cinsel isteği azdır: Kadınların erkeler kadar cinsel isteği vardır. Aynı oranda cinsellikten haz alırlar. Ancak toplum dayatmaları, yetiştiriliş, verilen yanlış bilgiler nedeniyle kadınlar cinsellikte daha pasif bir konuma itilmiştir.

    -Her erkek her kadına nasıl zevk vereceğini bilir: Her insandan dünyada bir tane vardır. Herkesin huyu, alışkanlıkları, vücutlarında zevk aldıkları yerler farklıdır. Genel kurallar cinselliğe uygulanamaz.

    -Çiftler içgüdüsel olarak cinsellikte karşı tarafın ne istediğini bilirler: Nasıl ki güncel yaşamda karşı tarafın isteklerini öğrenmek için konuşuyoruz, cinsellikte de konuşmak karşı tarafın cinsel isteklerini öğrenmemizi sağlar.

    -İlk cinsel ilişki kadın için oldukça sıkıntılı ve acı vericidir: Çoğunlukla cinsel ilişkiler acı ve sıkıntı vermezler aksine haz alınan durumlardır. Kızlık zarının yırtılması ise en fazla parmağınıza bir toplu iğnenin dokunması kadar acı verir.

    -Kadınlarda mastürbasyon kızlık zarını bozabilir: Genç kızları cinsellikten uzak tutmak için uydurulmuştur. Mastürbasyon daha çok klitorisi uyararak olur. Bu durum kızlık zarını etkilemez. Aksine kızların mastürbasyon yapması ileriki dönemlerde çift olarak orgazm yaşamasını kolaylaştırır.

    -Hamilelikte; cinsellik ve orgazm olma erken doğuma veya düşüğe neden olur: Kadın Hastalıklar Ve Doğum uzmanın herhangi bir sakınca görmediği durumlarda hamileliğin 30. Haftasına kadar cinsellik rahatlıkla yaşanır. Ancak bu sürede pozisyonlara dikkat etmek gerekebilir. Herhangi bir risk oluşturmaz.

    Latest Posts

    Haberler

    spot_img