Devamı

    Diğer Başlıklarımız

    Sevgililer Günü

    Özgür ansiklopedi Vikipedi’ ye göre, her yılın 14 Şubat günü pek çok ülkede kutlanan özel bir gündür Sevgililer günü

    Roma Katolik Kilisesi’nin inanışına dayanarak ortaya çıkan bu gün, Valentine  ismindeki bir din adamının adına ilan edilmiştir ve Valentine, Batı medeniyetlerinde, “hoşlanılan kişi, sevgili” anlamında kullanılmaktadır. İsveç almanağında ise, 14 Şubat Valentine olarak belirtilmiştir ve Şubat ayı ortasının aşk ile ilişkisi antik çağlara dayanmaktadır. Antik Yunan takvimlerinde, Ocak ayı ortası ile Şubat ayı ortasının arasında kalan zaman Gamelyon ayı olarak adlandırılırken, yine aynı dönemler Zeus ile Hera‘nın kutsal evliliğine adanmıştır.

    Antik Roma‘da ise; 15 Şubat, bereket tanrısı Lupercus‘un onuruna, Lupercalia günü olarak kutlanmaktaydı ve bu günde, Lupercus’un din adamları tanrıya keçi kurban ederlerdi. Daha sonra kafalarının üstüne koydukları bir parça keçi derisi ile Lupercus’u simgeleyerek, Roma sokaklarında koşturup, karşılaştıkları herkese dokunurlardı. Genç kızlar gönüllü olarak ileri atılır ve bereket tanrısının dokunuşundan paylarını almaya çabalarlardı. İnanışa göre bu dokunuş sayesinde kadınların doğurganlıkları kolaylaşacaktı.

    1908 tarihli Katolik Ansiklopedisi‘ndeki eski şehitler listesinde, 14 Şubat gününe kayıtlı, inancı yüzünden öldürülmüş üç tane Aziz Valentine geçmektedir:

    Romantik aşk ile Valentine arasındaki bağlantı tarihi dokümanlarda hiç geçmezken kimi tarihçilere göre bu durum sadece bir efsanedir. 1969 yılında ise, kilise takviminden Aziz Valentine günü çıkarılmıştır.

    Orta Çağ

    Romantik aşk ile Valentine arasındaki bağlantı ilk olarak 14. yüzyıla ait kaynaklarda görülmektedir. 1381 tarihli Parlement of Foules adlı kitaba göre, Fransa‘da ve İngiltere‘de 14 Şubat geleneksel olarak kuşların çiftleşme günü olarak bilinirdi. Günün bu aşk dolu özelliği sebebiyle de sevgililer birbirlerine güzel sözler yazan notlar verirdi ve bu notlarda aşıklar birbirlerine Valentine diye hitap ederlerdi.

    Hristiyan olduğu için öldürülmüş din adamı Valentine ile romantik aşk arasındaki ilişkiyi anlatan efsanelerin 14. yüzyılda ortaya çıktığı düşünülmekte, bu efsanelerde geçen olayların; Valentine’ nin, öldürüleceği günden bir gün önce gardiyanın kız kardeşine “Valentine’ninden” imzalı bir aşk notu vermesi ve Romalı askerlerin evlenmesinin yasak olduğu dönemlerde; gizlice evlenmelerine yardım etmesi olduğuna inanılmaktadır.

    Sevgililer Günü kartı

    Bunca mitolojik ve tarihi evreden sonra günümüzde bugünün nasıl algılandığına gelecek olursak; 1800’ lü yıllarda Amerikalı Esther Howland‘ın ilk Sevgililer Günü kartını yollamasından bu yana çok sayıda insanın kutladığı bu toplumsal olayın doğal sonucu olarak işin ticari yönü çok fazla önem kazanmış, sevgililer günü tüm dünyada ticaretin canlandığı bir dönem haline gelmiştir.

    Sevgilisi olmayanların duygusal anlamda özel buldukları insanlara bu günde bir işaret göndermesi, sevgilisi olup yine bu günde sevdiği insana, eşine hediyeler aldığı; çiçek, çikolata ve hediye alış-verişiyle sevgilerin taçlandırıldığı, başbaşa yenilen yemeklerin, ve o geceyi her şekilde özel kılmayı tercih eden çiftlerin çabası gerçekten dikkat çekici boyutta artık…

    Bazı çiftlerin, bu güne özel, cinselliği ön plana çıkaran kıyafetler ve iç çamaşırı aldığı, tutkuyla günü kan kırmızısına çevirdiği de görülmektedir. Hazır bu kadar aşka gelmişken o gün edilen evlenme tekliflerinin sayısı da azımsanamayacak kadar çoktur tahmin edeceğiniz üzere…

    Sevgiyi bir güne sığdırmayan ve bugünün mantığına uyum sağlayamayan Suudi Arabistan’da resmi olarak da sevgililer günü kutlamasında kullanılan ürünlerin satışı yasakken; Özbekistan, Türkmenistan, Malezya, Endonezya, İran ve Pakistan’da Sevgililer günü kesinlikle kutlanmamaktadır.

    Dünyayı, teoride bugünün manasının ne olduğunu ve genel geçer duyguların şöyle bir üzerinden anlatım sürecini tamamladığımıza göre, gelelim benim düşüncelerime…

    Bence hayatta tek bir gün var insanoğlunun yaşarken kendini sevgi dolu hissedebileceği. Doğumgünü!

    O gün size bahşedilmiş hayatın ilk ve ömür hanenizde kaç tane kutlanacak yeni yaş gününüz varsa o kadarının hatırlanmasını değerli kılacak tek gündür. O gün varolmasaydınız diğer özel addedilen günleri yaşayabilecek miydiniz? Hayır!

    Bakın ne diyorum biliyor musunuz?

    Sevme ve sevilme kavramını tek bir manaya sığdırmayın lütfen. O kadar kıymetli ve o kadar eşsiz bir duygu ki sevmek; onu lütfen bir kişiye, bir an’a, bir hediyeye, maddesel boyutta bir yere oturtmayın onu.

    Şöyle düşünün bir de! Bu yıl yanınızda olan sevgiliniz belki gelecek yıl aynı gün değil yanınızda, hayatta bile olmayacak.

    Çok sevdiğiniz, uğruna herşeyden vazgeçtiğiniz ve hatta canınızı hiçe saydığınız insanlar hala yanınızda mı peki? Yanyana, can canaysanız çok şanslısınız elbet, hiç ayrılmasın elleriniz,ruhlarınız, canlarınız ama onca muazzam duygudan sonra ayrı olanlara bir bakın! Kapatın o zaman gözlerinizi. Kimler geçti hayatınızdan şu yaşınıza kadar? Ve siz ne kadar önem veriyorsunuz yolda aşkla aynı sakinlikte adım atmaya sevdiğinizle?

    O mutlu olsun diye herşeyi en ince ayrıntısına kadar düşünerek sevdiğiniz insanın mutluluktan çıldırmasına ramak kalan günler var mı şu zamana kadar harcadığınız ömrünüzde? Ona sımsıkı sarılıp her türlü dertten kurtulduğunuzu, bedeninizin en ücra köşesinde kalan hücrenizin bile sevdayla duyumsadığı olduysa ahir vakitlerde, ne olur takılmayın bir güne sıkıştırılmış totemlere.

    Aşkın içindeki aşka bu 14 Şubat’ta başka bir gözle bakın. Sevdiğiniz var ya da yok. Birlikte olduğunuz, olamadığınız, yangınınız, aleviniz, suyunuz ve hatta kelimelere dökemediğiniz her kim varsa, Şubat’ın ortasındaki çerçeveli tabloya koymayın onları,

    Özgürce yaşayın tüm duygularınızı. İçinizde çırpınan kuşları unutmayın asla.

    Yeri gelir cebinizde 5 kuruş paranız olmaz ama siz tüketim kültürüne esir olup o güzel bakışlarınızı esirgemeyin sevdiğinizden.

    Bu sene başka türlü bakın o güne. Cebinizi ve ruhunuzu delmesin aşk. Yanın, yakın, dönün, pervane olun aşk yolunda ama sakın keşke’lere beşik yapmayın pamuk kalbinizi.

    AŞK’A AŞIK BİR KADINDAN, AŞKIN ‘M’ HALİNE VARAN HERKESİN TUTSAKSIZ; ZAMANSIZ, ÖZGÜRCE VE EN ÖNEMLİSİ, MÜTHİŞ BİR SAMİMİYETLE AŞKA DEMİR ATIP KALMASINI DİLİYORUM.

    OLDUĞUNUZ YERDE  HERŞEYİ VE HERKESİ KUCAKLAMANIZI RİCA EDİYORUM.

    VE O GÜNÜ KENDİNİZ İÇİN YAŞAYIN. AKLINIZDAN ÇIKMASIN HİÇ EN BÜYÜK SEVGİLİNİN, İNSANIN KENDİSİ OLDUĞU. KUTLU OLSUN HER CAN’A GÜN…

    Aşkın tılsımı ve büyüsü sarsın herkesi.

    Kıpkırmızı bir alev topunun aydınlığında kalın. Sev’iyle…Sevgiyle.

    Arsal ŞEN
    Arsal ŞEN

    Twitter

    Instagram

    Arsalsen.com

    Latest Posts

    Haberler

    spot_img