Günlük yaşamımızda ihtiyacımız olan her şeyi bulabileceğimiz büyük market zincirleri tüketicilerin daha fazla satın almasını sağlamak için bir dizi pazarlama hilesine güveniyor
Bu hilelerden bazılarını duymuş olsak da, farkına varmadan inanmaya devam ediyoruz. İhtiyacımız olanları bulmak için mağazanın içinde dolaşırken, çoğu zaman ihtiyacımız olmayan ancak alınması çok cazip olan ürünleri sepete koyarız. Bunu nasıl yapıyoruz? Başarılı pazarlamacıların duyularımız ve ruhsal durumumuzu kullanması sayesinde.
Duyular satın alma arzusunda önemli bir rol oynar
Kötü kokan bir markete girerseniz, hızlı bir şekilde satın aldığınız 2-3 ürünle koşar adım oradan çıkabilirsiniz. Ancak hafif ve davetkar yiyecek kokularıyla karşılaşırsanız, kokular sizi mağazada uzun süre kalmanız ve daha fazla satın almanız için çekecektir.
Alışveriş arabalarının büyümesi tesadüf değil
Arabaların geçmişe göre çok daha büyük olduğunu fark etmiş olabilirsiniz. Çünkü alışveriş yaparken insanlar bilinçsizce sepeti doldurma eğilimindedir. Pazarlamacılar beynin bu zayıflığından faydalanıyor.
Ortalama bir müşterinin fiyatını bildiği ürün sayısı 3-4 civarıdır
Birkaç üründen fazlasının fiyatını bilmiyor oluşumuz bizi daha fazla ürün almaya yönlendiren bir zayıflıktır. Genellikle alışveriş edenler ekmek, peynir, yumurta, taze süt gibi temel ürünlerin fiyatını hatırlar. Kabaca hesaplarsınız ve çok fazla para harcamayacağınızı düşünürsünüz. Ancak fark etmeden sepete bir şeyler eklersiniz. Bu yüzden kasadaki faturanın beklenenden daha yüksek oluşuna çoğu zaman şaşırırsınız.
Taze meyve ve sebze standı her zaman marketin girişindedir
Meyve ve sebze standlarının her markette giriş kapısına çok yakın konumlandırıldığını fark ettiğiniz gibi. Bu, her perakendecinin yararlanabileceği bir uygulamadır. Neden? Çünkü meyve ve sebzelerin doygun renkleri gözünüze çarpar ve beyindeki reseptörler anında iştah açar. Böylece, markete girdiğinizde daha fazla ürün alma olasılığınız yükselir.
Hipermarketlerde çok fazla seçenek olması tesadüf değil
Market ne kadar büyükse o kadar çok ürün bulunur. Böylece daha uzun süre markette kalma ve daha fazla satın alma olasılığınız artar.
Gereksiz alışverişten kaçınmak için kulaklık takın ve lirik müzik dinleyin
Market içinde yayınlanan müzikleri, kampanya ve indirim duyurularını dinlemenin alışveriş miktarını artırdığı yönünde araştırmalar vardır. Kulaklıklığınızda yavaş, lirik bir müzik dinlerseniz, kalp atış hızınız normalleşir. Bu da odaklanmanıza ve daha akıllıca alışveriş yapmanıza yardımcı olur.
Müşteri kartları: Bizden alışveriş yapın, indirimler ve ödüller kazanın!
Süpermarketler bu strateji ile ne elde eder? İlk olarak, gelişmiş pazar araştırması yapabilirler. Bir mağazadaki satın alma davranışımızı Facebook’taki reklamlarla eşleştirebilecek protokol çalışmaları devam ediyor. Bir market kartı aldığımızda, o marketi tercih etme eğiliminde oluruz. Ayrıca, kart alan müşterilerin %42’sinin fatura tutarlarında artış gözlenmiş. Bir de indirimlerin genellikle satın almadığımız ürünlerde yapıldığı da unutulmamalıdır.
Üç al, iki öde!
Bu klasik stratejinin satışları %150’den fazla artırdığı kanıtlanmıştır. %30 oranında tasarruf sağlayan alışverişler olsa da, bunun gibi stratejiler normalden daha fazla harcamamıza neden oluyor.
Göz hizasında konumlanan ürünler iki kat daha fazla satılır
Bu yüzden genellikle en pahalı ürünler orta raflara yerleştirilir. Alt raflardaki ürünler ise çoğu zaman daha ucuz alternatiflerle doldurulmuştur.