Devamı

    Diğer Başlıklarımız

    Spor ve Beslenme Arasındaki İlişki

    Bugün spor ve beslenme arasındaki direk ilişki hakkında birşeyler not düşmek geldi içimden. Malum, yaşadığımız günlerin en önemli sorunlarından biri; hareketsiz kalmış olmak ve doğru beslenmenin nasıl mümkün kılınacağını bilmemek…

    Merhaba.
    Nasılsınız dostlar?

    Gerek Ülkemizde gerek tüm Dünyada insanlar, hayatın akışına kendilerini kaptırdıklarından ve oradan oraya koştururken spor yapmaya zamanları kalmadığından şikayet eder dururlardı. Maalesef son aylarda yaşam alanımızı kısıtlamasına sebep olan Covid-19 virüs salgınından önce de bu durum böyleydi. Halbuki gerekli- gereksiz birçok meşgalenin yanında direncimizi arttıran ve bağışıklık sistemimizi kuvvetlendiren egzersizlerin, yoga, pilates, fitness vb hareketleri hayatın bir parçası haline getirmek oldukça kolaydı aslında. Onca bahanenin yanında peki neden bu kadar önem vermeliyiz bu konuya diye soranlarınız olacaktır elbet…

    Şöyle açıklayayım. Dünyanın dinamikleri hızla değişiyor ve biz bu hızlı dönüşümün içinde hayatta kalabilmek, çalışma hayatımızı sürdürebilmek ve başarılı olabilmek için bedenimize dikkat etmek durumundayız. Zamanı kullanmanın önemi bu kadar ortadayken, en ufak bir hastalıkta verimsiz çalışmaya yol açan her türlü etkenden uzak durmak veya bir etkeni olası kılmamak gerekiyor. Başarılı, mutlu, yaptığı işe odaklanmış bireyler olmak; beslenme- spor- vücudun ihtiyaçlarını tam ve eksiksiz giderme üçlüsünü sağlayarak mümkün olabiliyor.

    Peki bunca detaya rağmen neden hala hareket etmeyi sevmediğimizi bilen var mı?

    Bence bizler beslenmenin ve sporun tam olarak neleri kapsadığını tam olarak anlamadığımız için de her iki kavrama gereken önemi vermiyoruz. Hadi gelin önce beslenmenin ne demek olduğunu bir kez daha gözden geçirelim.

    Beslenme; yaşamımızı sürdürebilmek, büyümek, gelişmek, sağlığı koruyabilmek veya yeniden kazanabilmek, gün içinde gerekli hareket ve aktiviteleri yapabilmek için besinlerin yeterli  (gerekli enerji) ve dengeli (gereksinim kadar) alınmasıdır. Besinler, 3 temel maddeden oluşur. Yağlar, karbonhidratlar ve proteinler bu 3 temel madde iken, bunların yanısıra mineral maddeler ve iz elementleri, vitaminler, aroma maddeleri ve sudan oluşan karışımlar da besin grubuna girmektedir.

    Dengeli beslenme

    Beslenmeyi en iyi koşullarda dengelemek adına da; uzun süre aç kalınmamalı, az az ve fakat sık sık yemek yenilmeli, fiziksel aktiviteler arttırılmalı, yağ tüketiminiz günlük enerji gereksinimiz %30′ unu geçmemeli, saf şeker, tuz, tuzlu gıda alımı azaltılmalı, posalı yiyecek alımı arttırılmalı, yenilen besinlerin temizliğine dikkat edilmeli, kalori alımı ve alkol alımı azaltılmalı, sigara içmekten vazgeçilmeli ve stresten uzak durmaya çalışılmalıdır. Kısaca kendi kendinizi eğiterek beslenme eğitimi yoluyla davranış değişikliğinin oluşturulabilmesi, hem bilgi düzeyinin geliştirilmesi, hem de beslenme ile ilgili tutum ve inanışların değiştirilmesi ile sağlanabilir.

    Vücuttaki toksinleri atmak, kan dolaşımını arttırmak sadece spor yaparak sağlanabilecek haller değildir elbet. Bunu da spor- beslenme dengesi ve bağı ile güçlendirmek mümkün…

    Spor ve beslenme

    Bu noktada farklı ihtiyaçlara farklı spor faaliyetleri ve beslenme teknikleri uygulamak gerektiği de aşikar. Şayet kilo vermek ve sıkılaşmak istiyorsanız spordan sonra protein ve karbonhidrat kökenli besinler tüketmeniz gerekir. Vücuttaki yağ kitlelerinden kurtulmaya niyetliyseniz, o zaman yağdan uzak gıdalara ve takviyelere ihtiyacınızın olacağını bilmeniz gerekir.

    Vücut geliştirmek için spor yapanlardansanız, yaktığınız yağların yerine protein konulması için protein ağırlıklı beslenmelisiniz. Karbonhidrata ise asla yönelmemelisiniz.

    Fitness ve yoga yapan bir bireyseniz, faaliyet öncesi hafif gıdalar, meyve, müsli ve yoğurt yiyebiliyorken faaliyet sonrası bol bol su tüketmeniz de hücrelerinize oksijen gitmesini sağlayacaktır.

    Her ne yiyorsanız yeyin, işlenmiş gıdalardan uzak durun, bol su için, gazlı, alkollü içecekleri olabildiğince almamaya ya da dozajını azaltmaya bakarak tüketin, yediklerinizi doğal üretim teknikleri ya da yöntemleri ile üretildiğini bildiğiniz yerlerden temin etmeye çalışın.

    Demiyorum size, uzman bir diyetisyen tutun ya da pahalı spor salonlarına yazılın. Ben diyorum ki; elinizden geldiği kadar teknoloji çağının tüm imkanlarını kullanarak sosyal medya, internet siteleri ya da tanığınız uzmanlar varsa onların verdiği tavsiyeleri dinleyin, uygulayın. Uyguladığınız yanlış bir hareket yahutta doğru bildiğiniz bi beslenme şekli hayat kalitenizi düşürecek, bedeniniz güçsüz bırakacaktır. Metabolizmanız hareket üzerine kurulu olarak yaratıldığı için hareketinizi en azından asansör kullanmak yerine merdivenleri kullanmak, araç kullanabileceğiniz halde yakın yerlere yürüyerek gitmek bile vücudu hareketlendirmek için yeterli olabilir.

    Güzel bir bedenim olsun, daha genç yaşlanayım, hayattan zevk alayım demek için bile değmez mi bu konularda hassasiyet göstermeye?
    Hadi, tam da mecburen evlerimizde kaldığımız şu günlerde can sıkıntısından abur cubur yemekten vazgeçelim, hadi yapacak hiçbir şey yokmuş gibi mutfakta yemek yapmalara doyamayan hallerimizden birazcık uzaklaşalım, işe gidebilenler varsa evine gelmeden 15 dakika olsa bile biraz yürüsün ve evine öyle girsin. Bir nefes koçu olarak, aldığınız her nefesin vücudunuza şifa, hücrelerinize oksijen, yediklerinizin kıymetli birleşimlerine aracı olmasını ümit ediyor, Ramazan ayınızın bereketli, sağlıklı ve huzurlu geçmesini diliyorum.

    Sevgilerimle

    Yazar;

    Arsal ŞEN
    Arsal ŞEN

    https://twitter.com/Arsalsennn?s=08

    https://www.instagram.com/arsalsen/?hl=tr

    Latest Posts

    Haberler

    spot_img