2021 yılına damga vuracak en önemli gökyüzü görünümlerinden birine hazırlanıyoruz. 17 Şubat, 15 Haziran ve 24 Aralık tarihlerinde belirginleşen sert etkiler ve enerjilerle aslında tüm yıla yayılan Uranüs- Satürn karesi, dünyada ve kişisel yaşamlarımızda önemli dönüşümleri gün yüzüne çıkarmaya hazırlanıyor.
Satürn sınırları belirleyen, sorumluluğu arttıran, zorlayan, düzen ve kuralları bize anlatırken, Uranüs farklılığı, radikal değişimleri, bireyselliği, ani uyanışları gerçekleştiren, kısaca dönüştüren kolektif bir güç olarak ortaya çıkıyor.
İki göksel semboliğin sert etkileşimi gerek global gerek bireysel olarak yeni koşulların şart olduğu, artık yeniliği direnmeden kabul etmekten başka çarenin olmadığını bizlere hatırlatacak.
Geleneklerle yeniliğin kavgası diyebiliriz buna. Aslında uzlaşmanın tek çare olduğu bu görünüm kolay olmayacağından durum önce kısıtlamalar, yasaklarla ortaya çıkmaya başlayacak, sonrasında kişinin bu baskıyı yıkma arzusuyla alevlenecektir. Satürn ve Uranüs’ün negatif etkileşiminde isyan, ayaklanmalar, provokatif, aktivist eylemler ortaya çıkar; toplumların isyan ve özgürlük için verilen mücadeleleri görülebilir.
Toplulukların, teknolojinin öne çıkacağı, sosyal medyada kısıtlamaların, elektrik kesintilerinin artacağı, özgürlüklerin, toplumların hak hukuk arayışları talep edeceği zamanlara gidiyoruz.
Depremler ve ekonomik değişimlerin başlangıcı da diyebiliriz. Sadece insanlığın değil, doğanın da toprağın da yer değişimi ve yenilenmesiyle karşılaşabiliriz. Daha anlaşılır bir şekilde ele almak gerekirse, Satürn- Uranüs karesini anlamak için iki gezegenin kare yaptığı yıllarda çıkan önemli bazı olaylara göz atmak gerekiyor.
1930, 1931 1951,1952, 1975, 1976, 1977 1999, 2000 yılları 2021’de aynı olmasa da benzer olayları farklı şekillerde tetikleyebilecek unsurlar içerebilir.
Tarihin tozlu sayfalarında birçok ülkenin özgürlük mücadeleleri, bağımsızlığını ilan etmesi, baskı ve zorlamayla yönetilen ülkelerin isyanları, politik figürlerin değişimi, büyük uçak kazaları ve depremlere tanıklık etmiş bu açı bilimsel anlamda büyük icatlara da öncülük etmiş olarak karşımıza çıkıyor.
Dünyanın belirli yerlerinde değil her yerinde ortaya çıkabilecek bir yapılanmadan söz ediyoruz. Otorite figürleriyle halk çatışmaları, isyanlar, başkaldırılar, insan haklarının öne çıkması, iki kutuptaki fikirlerin çatışması olarak nitelendirebiliriz.
Geçmişe yapışmakla, geleceğe gitmek arasında bir karar verme zamanı. Bireysel hayatlarımızda alışık olmadığımız sürprizlere yeniliklere açık olmalıyız. “Kimim?” “Neyim?” “Ne bekliyorum?” şeklinde yaşamlarımızda tespitler yapmak gerekiyor.
İkili ilişkilerde ayrılıklar, ani bitişler, boşanmalar artarken, mevcut ilişkilerde mecburiyetler yüzünden baskılanmalarda söz konusu olabilir. Sadece partner, duygusal, ikili ilişkiler değil, uzun vadeli iş ortaklıkları, sözleşmeler, anlaşmalar son bulmak zorunda kalabilir.
Mecburiyetler özgürleşmeye engel teşkil ederken, fikir ayrılıkları öfkeli davranışları tetikleyebilir. Çatışmalar artar. Eski gelenek göreneklere dayalı sistemin bitmesiyle, kuşak çatışmaları ortaya çıkabilir.
2021’deki bu açının tetiklenmesiyle keşifler, buluşlar, bilim, uzay, özellikle pandemiye dair yeni aşı ve ilaçların hayata geçtiğine tanık olacağız.
Hayatımızda bizi dönüştürmeye zorlayan değişimler ve problemlerle yüzleşmeye hazır olalım. Kaçmaktansa çözüm odaklı hareket etmek fayda sağlayacaktır.
TARİHTE NELER YAŞANDI?
13 Mart 1930: Plüto keşfedildi.
29 Ocak 1930: İspanya diktatörü General Primo de Rivera öğrencilerin gösterileri sonucu istifa etmek zorunda kaldı; başbakanlığa General Damosa Berenguer atandı.
12 Mart 1930: Hindistan’da Mahatma Gandhi, tuz üretimindeki hükümet tekeline karşı çıkmak amacıyla, Ahmetabat’tan 300 millik denize yürüyüşe başladı.
6 Mayıs 1930: Hakkari’de meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremde 2.514 kişi öldü.
6 Ekim 1951: Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Josef Stalin, ülkesinin atom bombasına sahip olduğunu açıkladı.
6 Şubat 1952: II. Elizabeth, babası VI. George’un ölümü üzerine İngiltere kraliçesi oldu.
10 Mart 1952: Küba’da General Fulgencio Batista, Devlet Başkanı Carlos Socarras’ı devirerek yerini aldı.
10 Ağustos 1952: İlk Amerikan ay uydusu ORBİTER fırlatıldı.
31 Ekim 1952: ABD, hidrojen bombası denemesini Marshall adalarında yaptı.
20 Temmuz 1976: İlk defa Mars’a iniş yapıldı.
28 Temmuz 1976: Çin’de Tangshan Depremi 8.2 büyüklüğünde, 240.000’den fazla kişi öldü.
2 Aralık 1976: Fidel Castro Küba’nın başkanı oldu.
3 Ocak 1977: Steve Wozniak ve Steve Jobs Apple Computer kurdu.
17 Ağustos 1999: Sakarya merkezli 7.4 şiddetindeki “Marmara Depremi”nde resmi kayıtlara göre 20 binden fazla insan hayatını kaybetti, 400 binden fazla insan evsiz kaldı.
21 Eylül 1999: Tayvan’daki 7.6 şiddetindeki depremle 2 bin 100’den fazla kişi hayatını kaybetti.
12 Ekim 1999: Pervez Müşerref, Pakistan’da darbe ile yönetime geldi.
19 Ekim 1999: AB Konseyi, insan hakları konusunda ilk yıllık raporunu yayınladı.
31 Ekim 1999: New York’tan Kahire’ye giden Mısır havayollarına ait bir yolcu uçağı Massachusetts açıklarında düştü: 217 kişi öldü.
12 Kasım 1999: Düzce Depremi 7.2 büyüklüğünde. Resmi rakamlara göre 845 ölüm gerçekleşti.
30 Ocak 2000: Kenya Havayolları’na ait bir yolcu uçağı Fildişi Sahili açıklarında okyanusa düştü: 169 kişi öldü.
31Ocak 2000: Alaska Havayolları’na ait yolcu uçağı Büyük Okyanus’a düştü: 88 kişi öldü.
24 Mayıs 2000: İsrail, Güney Lübnan’da 22 yıldır sürdürdüğü işgale son verdi.