Evlilik, biz onu kutsadıkça küçülüp yozlaşıyor mu ne? Aslında ne kadar akıl işi diye düşünmemek elde değil. Düşünsenize hiç tanımadığınız birinin tişörtlerinin takibinden, akşam yemeğinden, koltukta uyuyup kalmasından sorumlu olmanın neresi akli? Erkek tarafından bakarsak, duygularının ne zaman değişeceğini bilemediğiniz birine uyum sağlamayı sürdürebilmek kolay mı?
Bakmayın böyle yazdığıma. Dünya evliliği hâlen en gönüllü tercih olarak kabul ediyor. Derdimiz, evlilik vesilesiyle statü arayışı, bazen hayatı her yönüyle paylaşmak, belki de kabul ve onaylanma isteğimiz olabilir. Kabul ve onayın altını çiziyorum, zira kabul yerini reddedilmeye bıraktığında o ilişkide kalmak son derece onur kırıcı olabiliyor.
Bu sıralar ilişkilerde geçimsizlik yerine yabancılaşma var. Tartışma yerine sessizlik, tepkisizlik var. Yabancılaşma derken ne demek istiyorum hemen açıklayayım.
Aynı çatı altında olmamıza rağmen orada değilmişiz gibi yaşamanın adı yabancılaşma. Bir ilişkide var sayılmak, varlığını kucaklamak, varlığına alan açmak gibi gereklilikler vardır. Peki gereklilikler nereye gitti?
Sevgi mi bitti? Saygı mı? Yoksa birbirimizin varlığına tahammül etmek acı mı veriyor? Cevap; birlikteliğe hak ettiği yatırımı yapmıyoruz. Mesela paylaşımlar ya azalıyor yahut hiç denecek durumda… Bir ilişki yıllandıkça rutinlerin saldırısına uğruyor. Her gün tek güne dönüyor. Gün günün tekrarında kayboluyor. Rutinde ilk zarar gören duygumuz heyecan oluyor. Heyecan duygusu gençlik hissi veriyor ama bir ilişkinize heyecan veren ne var, biliyor musunuz? Belki eşiniz değil, size heyecan verenler değişmiştir. Eşinizle ne yapmaktan hoşlanırsınız? Eşinizle neler paylaşırsınız? Bu soruların cevabı için danışanlarımı on dakika boyunca beklediğim çoktur. Bazen dayanamayıp; mesela beraber yürür müsünüz, ya da beraber sofra kurmak size nasıl gelir, deyip danışanıma yardım etmek istediğim çok olur. Film izlemek, dans etmek, beraber şarkı söylemek, koşu yarışı yapmak gibi paylaşımlar konusunda ne söylersiniz dediğimde, güzel ama, bunlar sevgili işi şeyler, diyenler olunca… Beraber uyumak, kendi periyodunda cinsellik de dahil paylaşılmıyor. O zaman şöyle yapalım; FLÖRT. En acil şekilde flört etmekle işe başlayalım. Tıpkı yay gibi, ilişkiyi en başa çekip bırakalım. Sanki yeni tanışmışsınız gibi… Neleri sever, neler dinler, hassasiyetleri nelerdir, odağınızda olsun. Telefonunuzda eşiniz nasıl kayıtlı? Acı çekerken tüm duyarlılığınızla yanında olmanız ne büyük bir cömertlik. Bir ilişkide sadece çözüm üreten olmak sizi ilişkide ruhsuz bir mühendis yapar. Sadece üstünü örtmek de sizi anne yapar. Dilerim beraberliğiniz tüm rutinlere galip gelsin. Meşguliyetinizden büyük sevginiz olsun.