Devamı
    Ana Sayfa Blog Sayfa 299

    Yürümedi Boşanıyorsunuz, Nelere Dikkat Etmelisiniz?

    0

    Yılda ortalama 130-140 bin çift boşanıyor. Bu rakamlar doğruysa, her yıl 250.000’den fazla insanın yaşamı değişiyor demektir. Evliliğiniz yürümüyor ve anlaşmalı şekilde boşanıyor olsanız bile, geleceğinizi düşünerek atmanız gereken bazı önemli adımlar var.

     

    Boşanma aslında birçok kaybı beraberinde getiriyor, özellikle de kadınlar için. Ekonomik ve toplumsal açıdan yaşanan kaybın yanında, arkadaş çevreniz sosyal yaşamınız değişiyor, hayatı tek başına göğüslemek konusunda kendinize güveniniz düşüyor. Evliliğiniz boyunca çalışmaya devam ettiyseniz ve bir kenarda birikiminiz varsa en azından önemli bir sorunu ortadan kaldırmış oluyorsunuz. Çalışmayan biri iseniz; nafakam ne kadar olacak? Nasıl geçineceğim? Kiminle yaşayacağım? İş hayatına nasıl döneceğim, gibi birçok konuyu enine boyuna oturup düşünmeli, bunca hengâme arasında hayatınızı yeniden planlamalısınız. Bir de çocuğunuz varsa, hem evi geçindirme mecburiyeti hem de çocuğun bakımı ile ilgili her konuda, eşinizle fikir birliğine varmanız şart.

    Velayet işlemleri, nafaka ve tazminat için avukat tutmanız sizin yararınıza olur. Hem prosedürlerin fazlalığı hem de sürecin başta anlaşmalı olsa da sıra nafaka ve mal paylaşımına gelince dengelerin değiştiğini boşanan birçok kadın hikâyesinden görüyoruz.

    Anlaşmalı Boşanma Şartları

    Anlaşmalı boşanmak için 1 yıl evli kalmış olmanız gerekiyor. Eğer aşağıdaki şartlar sizin ilişkinizde varsa bunu ispat edebilirseniz, davayı açabiliyorsunuz. Kanuna göre boşanma nedenleri; zina, hayata kast, eşe çok kötü davranma, yüz kızartıcı suç işleme, evi terk etme, akıl hastalığı, evlilik birliğinin temelden sarsılması, anlaşmalı boşanma ve fiilen ayrı yaşama.

    Mahkemeye gitmek zorunlu mu?

    Evet. Anlaşmalı açılan davalarda eşlerden her ikisi de hakim karşısına çıkarak, kendi özgür iradesiyle boşanmak istediğini beyan etmek zorunda. Avukatınız sizi temsilen gidip boşanmayı gerçekleştiremiyor. Ayrıca bu sırada, anlaşmalı olarak verdiğiniz dilekçe hakim tarafından okunuyor, mal paylaşımı ve nafaka ile ilgili daha önce aranızda yaptığınız anlaşma üzerinden geçiliyor.

    Ne zaman özgür kalabilirim?

    Davanın açılması, duruşmanın görülmesi, kararın açıklanması ile birlikte yaklaşık 2-3 ay sonra karar kesinleşiyor. Yeniden evlenmek içinse 300 gün beklemeniz kanunen şart.

    Boşanma Sürecinde Sahip Olduğunuz Haklar Neler?

    Kadın hakları ilk olarak boşanma nedeni ile belirleniyor. Yani boşanmak için mahkemeye sunduğunuz sebep burada çok önemli. Örneğin, nedenler arasında herhangi bir şiddet, tehdit, psikolojik saldırı ya da duygusal bir karmaşıklık durumu varsa açılan bu boşanma davasında koruma talep etme hakkınız var.

    Mal paylaşımı

    2002 yılında çıkan bir kanun ile artık, tüm eşyalarda kadın ve erkeğin ortaklığı söz konusu. Yani boşanan çiftler arasında mal paylaşımı yapılıyor. Bu mal paylaşımının iki tarafa da adil bir şekilde yapılması gözetiliyor elbette. Örneğin evlenmeden önce var olan mallarınız ile evlendikten sonra edindiğiniz mal ve eşyalar birbirinden ayrıştırılıyor. Aynı zamanda boşanma davalarında kadın hakları bakımından evlilik içerisinde kullanılan eşyaların kaçırılması durumunda eşyayı kaçıran kişinin evine aile konutu şerhi konulabiliyor.

    Velayet

    Dava süresi boyunca kadın, mal paylaşımı, tazminat, velayet ve nafaka gibi sahip olduğu hakları korumak adına koruma talep edebiliyor. Örneğin, boşanma davası süresince velayetin istenmesi için hâkim, çocuğun yararına uygun bir şekilde karar çıkarıyor. Mahkemece yapılan gerekli araştırmalar sonrasında, çocuğun velayetinin annede kalmasında bir sakınca bulunmadığı takdirde velayet çoğunlukla anneye veriliyor.

    Boşanma Tazminatı

    Maddi ve manevi olarak iki ayrı tazminat talep edebiliyorsunuz. Yasalara göre, maddi olarak tazminat istemlerinde kadının kocasından daha az bir kusura sahip olması ya da tamamen kusursuz olması gerekmekte. Eşinden çok daha fazla kusur sahibi olan kişiler için talep edilen maddi tazminat hakkı ortadan kalkıyor. Bu koşullarda nafaka almanız da zorlaşıyor. Boşanma davalarında, boşanma sebebi olarak aldatma var ise, kadın kişilik haklarına yapılan gurur kırıcı bu durum için aldatan kişilerden tazminat talep etme hakkına sahip.

    Nafaka

    Boşanma davası sürerken ya da boşanma davasının sona ermesinden sonra maddi olarak zorluğa düşecek olan kişiye her ay ödenen paraya Nafaka deniyor. Nafakayı her boşanan kadın alamıyor. Ayrıca, kanuna göre kimin nafaka alıp alamayacağı da yazılı olarak beyan edilmiş. Bu detayları mutlaka okumalı ve bir avukata danışmalısınız.

    3 çeşit nafaka türü var ve her biri için farklı şartlar var.

    1. Tedbir nafakası, boşanma davası sürerken eşlerden birisinin maddi anlamda zor duruma düşmesi durumu var ise, boşanma davalarında hakimden tedbir nafakası bağlanması istenebilir. Boşanma davası boyunca maddi olarak mağduriyet yaşayacak olan eşin tedbir nafakası talebi hakim tarafından değerlendirilir ve kendisine nafaka bağlanır. Tedbir nafakası yalnızca boşanma davası sürerken alınabilir. Boşanmanın kesinleşmesinden sonra tedbir nafakası ödenmez.
    2. Yoksulluk nafakası ödenmesindeki amaç, evlilik içerisinde maddi bir gelire sahip olan eşin, boşanma sonrası bu maddiyattan mahrum kalması ve yoksulluğa düşmesi. Boşanmayı getiren olaylarda eşinden daha az kusura sahip olunması ya da kusursuz olunması durumunda yoksulluk nafakası alınabilir. Eşinden daha fazla kusura sahip kişiler yoksulluk nafakası alamazlar. Örneğin aldatma nedeniyle açılmış bir boşanma davasında aldatan eş yoksulluk nafakası alamaz. Burada yoksulluk nafakası alabilmek için boşanma sürecinin doğru bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Eşinden nafaka almak isteyen kişilerin boşanma davasını doğru yürütememeleri bu gelirden yoksun kalmalarına neden oluyor, dikkat. Kimi zaman hakim iki eşi de eşit kusurlu olarak görüp, nafakanın ödenip ödenmemesine de karar verebiliyor.
    3. Çocuğun velayetini alan kişiye hakim çocuğun temel ihtiyaçlarının sağlanması amacıyla iştirak nafakası ödenmesine karar verir. Yani velayeti almanız nafakayı almanız için yeterli.

    Boşanır boşanmaz her şeyle birden mücadele etmeye kalkmayın. Öncelikle, anlaşmalı da olsa boşanma sonrasında oluşacak bir yas ve mücadele süreci sizi bekliyor. Uzmanlara göre, moral bozukluğunun, karamsarlığın ya da geçici bir iyimserlik ve neşelilik halinin yoğun olduğu bu dönemde önemli kararlar almak uygun değil. Alacağınız kararlar yeni hayatınızı şekillendirecek, bu nedenle acele etmeyin. Yeni hayatınıza ve kendinize biraz zaman tanıyın.

     

    İyi Müziğin Sesi Birsen Tezer

    0

    Birsen Tezer’i dinlerken alfa dalga boyutuna geçmemek neredeyse imkânsız. İnsanı huzura ve kabule davet eden dingin fakat güçlü bir sesi var. 30 yılı aşkın müzik hayatının ilk 23 yılını albüm yapmadan geçirmiş olması, bence bizler için bir kayıp. İyi müziğin sesi Birsen Tezer’in hayat hikâyesini, müzik yolculuğunu ve elbette özel hayatını gelin daha yakından inceleyelim. Bolca sürprizle karşılaşacaksınız, söz veriyoruz.

     

    Müziğe nasıl başladı?

    19 Aralık 1965 Kıbrıs doğumlu Birsen Tezer, her ne kadar İzmirli olsa da İzmir’de çok yaşama fırsatı olmamış. Müzik ile ortaokul çağlarında tanışmış. Küçük yaşlardan itibaren içinde hep bir enstrüman çalma aşkı varmış. Ailesi piyano alamayınca, Melodikaya razı olmuş. 1982 – 1983 yıllarında Milliyet Liseler Arası müzik yarışmasına katılmış ve dereceler almış. Buna rağmen, üniversite sınavlarında kimya mühendisliğini bölümünü kazanmış ve Ankara’ya gitmiş. Ama ancak dört ay dayanabilmiş. Hemen ardından Konservatuvara başvurmuş ve kazanmış. Böylece İ.T.Ü Türk Musikisi Devlet Konservatuarına 1984 yılında giriş yapmış.

    Babasının Müzik Hayatındaki Rolü

    Batı müziği söylemesine rağmen okulda Türk müziği bölümüne girmesinin nedeni ise babası; kendisi kızının sesinden Türk sanat müziği dinlemeye bayılırmış. Keyifli akşam yemeklerinde, dost sofralarında babası için şarkı söylermiş. Konservatuvarda Türk müziği kültürünü öğrenmek için kanun enstrümanını seçtikten sonra, çok sevdiği hocası Erol Deran’dan dersler almış. Sahnede repertuar sıralaması olmayan doğaçlama şarkı söyleyen Birsen Tezer, hayatını da bu şekilde yaşayanlardan.

    Mezuniyeti ile birlikte profesyonel müzik yaşamına başlayan ve ilk önceleri tek bir gitar ile müzik yapan Birsen Tezer, 1990 yılında İstanbul’un çeşitli mekanlarında grubu ile birlikte özgün bir müzik repertuarı oluştururlar. O dönemler sık sık bülent Ortaçgil’i dinlemeye gider ve şans eseri bir gün kendisini grubuyla çaldığı yerde dinlemeye gelir. Hayranı olduğu Ortaçgil tarafından beğenilmesi ile kendine ve müziğine güveni artar. Erkan Oğur’la, İlhan Şeşen’le tanışma hikayeleri de hep benzer şekillerde olur. Bir yandan hayatı spontan yaşarken bir yandan da istediği şeyleri elde etmek için peşinden koşmaktan vazgeçmez.

    Bodrum Macerası

    İçinden ne gelirse onu söyleyen ve yaşayan sanatçı, 2000’li yılların başında, 2 günde İstanbul’dan Bodrum’a  taşınmaya karar verir. Orada oğlu dünyaya gelir ve bugün dinlediğimiz müzikler orada can bulur. 9 yıl süren Bodrum macerasından sonra İstanbul’a ayak basar basmaz bunca yılın birikimini, uzun yıllar aynı sahneyi paylaştığı grubuyla paylaşır. Cihan isimli ilk albümü 2009 yılında yayınlanır. Albümde kendi bestelerinin yanı sıra Bülent Ortaçgil, Erkan Oğur, İlhan Şeşen ve Zafer Cınbıl’ın eserlerini de yorumlar.

    Birsen Tezer’in ekip arkadaşları 

    Tunç Öndemir: Akustik / Elektrik Gitar, Vokal (Aynı zamanda ‘Cihan’ albüm müzisyeni)

    Emre Tankal : Lead Elektrik Gitar (Aynı zamanda ‘Cihan’ albüm müzisyeni)

    Gürol Ağırbaş: Bas (‘Cihan’ albümünde Mümtaz Solmaz )

    Derin Bayhan: (‘Cihan’ albümünde Ahmet Özbilen; Perküsyon )

    İlk albümde yer alan Aşk Bu Değil isimli şarkı dünyaca ünlü sanatçıların da içinde olduğu Babylon Bar Vol:2 albümünde yer alır. Tezer ayrıca Hüsnü Arkan’ın Solo albümünde de Hoş Geldin isimli şarkıyı birlikte seslendirirler. Herhalde herkesin var gücüyle yürekten söylediği Hoş Geldin’i dinlemeyeniniz yoktur.

    2013 yılında ise ikinci albümü II.Cihan’ı çıkarır. Albümde; Nefes ve Delikanlı şarkıları çok sevilir. Albümde yer alan diğer şarkıları ise; Kuş Masalı Kusura Bakma Arı Maya Şarkıcının Şarkısı Boşver Ne Tuhaf Kendi Kendime (Eylül)’dür.

    Katkıda Bulunduğu Çalışmalar

    1998 yılında Bülent Ortaçgil’in Light adlı albümünde Ortaçgil’le Kimseye Anlatmadım isimli şarkıda düet yapar. Daha sonra yine Ortaçgil’in şarkılarından oluşan tribute albüm olan Şarkılar Bir Oyundur’da, Çığlık Çığlığa ve 2010 yılında İstediğini Yap adlı şarkıyı seslendirir. Bunun yanı sıra İlhan Şeşen, ve Gürol Ağırbaş ile çalışmalar yapar. İlhan Şeşen’in hazırladığı bir film müziğini seslendirir. Yağmurlar ve Hoş Geldin şarkısı ile Hüsnü Arkan’a eşlik eder. 2012 yılında Sevdanın Yollarını Güvenç Dağüstün ile söyler.

    Birsen Tezer ve Hüsnü Arkan

    Türkiye’de yetişmiş çok iyi şarkıcılar var. Ama onu dinleyenlerin ve sahnede şarkı söylerken ona eşlik edenlerin ortak kararı “Birsen’in yeri farklı”. Bu büyü nereden geliyor dersiniz?

    5 Adımda Erkekler ile Evde İş Bölümü

    0

    Kanun önünde hepimiz eşit olsak da, evde bazen işler öyle gitmiyor. Bırakın ev temizlemeyi, erkeklere çarşafın ucundan tutturmak bile neredeyse imkansız! Ancak hepimiz biliyoruz ki, sağlıklı bir evliliğin temelinde iş bölümü olmazsa olmaz. Ee, ne de olsa hastalıkta sağlıkta beraberiz diye söz verdik değil mi? O zaman gelin hep beraber erkekleri ev işlerine ikna etmenin 5 yoluna bakalım.

    1. İsteklerinizi Dile Getirirken Net Olun

    Biz kadınların bazı konularda netlikten “birazcık” uzak olduğu gerçek. Çoğu zaman isteklerimizi açıkça söylediğimizi iddia etsek de, bazen sonuca biraz uzun yoldan varmaya çalışabiliyoruz. Aslında sadece iş bölümünde değil, her konuda açık sözlü olmak ikili ilişkilerimizi kolaylaştıracaktır. Evde de, eşinizden bir iş yapmasını istediğinizde durumu direkt olarak açıklayın. Uzatmadan, lafı dolandırmadan empati yapmasını sağladığınızda eminiz eşiniz de yardım etmeye gönüllü olacaktır.

     

    2. Söylemleriniz Olumlu Olmalı

    Emin olun erkeklerin kalbi de bizler kadar kırılgan çoğu zaman. Eşinizden bir şey yapmasını istediğinizde onunla emir kipinde konuşmak yerine, “hayatım, bugün de bulaşıkları sen dizmeye ne dersin?” gibi tatlı dilli cümleler kurun. İsteğinizi yerine getirdiğinde beklediğiniz sonucu alamasanız bile, durumu ona kırıcı bir dille anlatmamaya özen gösterin. Sinirli ve negatif tepkiler hem onun şevkini kıracak, hem de ilişkinizi yıpratacaktır.

     

    3. Onu Takdir Edin

    Biz kadınlar için halı yıkamaktan banyo ciflemeye kadar bütün ev işleri ödül beklemeden yapılacak kadar doğal şeyler. Ama aynı durumun erkekler için söz konusu olmadığını unutmamamız gerek. Eşiniz belki bir gün cam sildi diye sizden hediye beklemeyecek, ama beklemediği anda ona vereceğiniz ufak bir hediye ilişkininizin ve ev işlerinin dinamiğini şaşırtıcı bir şekilde değiştirecektir!

    4. Ev Dışı İşleri Ona Bırakın

    Kadınların hamurunda nasıl “evcimenlik” olduğunu biliyorsak erkeklerde de bir o kadar olmadığında hemfikiriz. Madem öyle, siz de eşinizi evin dışındaki işlerden sorumlu tutabilirsiniz. Market alışverişi, bahçe ile ilgilenme, çocukları okuldan alma veya faturaları yatırma gibi görevleri ona bırakıp, siz evde huzurlu bir şekilde ütünüzü yapabilirsiniz. Böylece eşinize ev işlerini sil baştan öğretmek zorunda kalmamış olacaksınız. Ayrıca haklarını yemeyelim, ev işleri kadar bu angarya işler de oldukça zaman alacaktır.

     

    5. Unutmayın, Bu Ev İkinizin

    İki tarafında iş bölümünde bencilleştiğini söylesek yalan olmaz. Kadınlar evde işlerin hep kendi kontrolünde gitmesini isterken, erkekler de yardımcı olmaya isteksiz oluyorlar. Biz kadınlar, evin ikimizin de yuvası olduğunu unutmadan hareket etmesi gerekiyor. Bir kıyafeti eşinizden habersiz atarken veya eşyaların yerini değiştirirken başınıza buyruk hareket etmemeniz ikinizin de yararına olacaktır. Böylece erkek de yaşadığı evi sahiplenip iş bölümüne daha istekli bir hale gelecektir. Ya da öyle umalım!

     

    Kadinvesaglik.org

     

     

    Rengarenk Bir Hobi Arayanlar İçin: Patchwork

    0

    Patchwork Nedir?

    Patchwork, kelime olarak bize biraz yabancı olsa da, aslında farklı yama desenlerinin birleştirerek yapıldığı bir dikiş şekli. Dikiş makinelerinin icadından önce, Patchwork elle dikilerek yapılırdı. Günümüzde ise zanaatkarlar Patchwork çalışmaları için dikiş makinelerini kullansalar da hala el ile dikmekten keyif alan insanlar olduğunu belirtmeliyiz.

    Çeşitleri

    Patchwork bize yorganın genel yapısı ve bazen de parça sayısı hakkında bilgi verir. Temelde, patchwork yorganlar, çeşitli desenler, renkler ve dokulardan oluşan çeşitli kumaş parçalarından oluşur. Genellikle her bir parça hassas bir şekilde ölçülür ve bir akrilik şablon ve döner kesici kullanılarak kesilir, böylece parçaların birleştirilmesi daha kolay hale gelir. Patchwork parçalarının oluşturulmasının birkaç yolu vardır; en yaygın olanları; Patchwork Blokları, Genel ve Şerit Bağlamadır.

    • Patchwork Blokları

    Patchwork Blokları, tekrarlanan desenler ve şekillerden oluşan ancak farklı renklerden oluşan karelerdir. Bloklar, her ne kadar 12 “(30.48 cm’e denk geliyor) kareler içinde oluşturulmuş olsa da, herhangi bir boyutta olabilir. Dört yamaç ızgarası, ızgaralı düzenlemede dört kareye sahiptir. Dokuz yama ızgarası ızgarası da dokuz kareden oluşuyor. Gridin boyutu değişmiyor ancak ızgaradaki yamalar bölünebiliyor. Patchwork yaparken, ızgara boyutunuza karar verdiğinizde desen ve tasarımlar oluşturmaya başlayabilirsiniz. Sonrasında bloklar bir araya getirilip dikilmeye hazır oluyorlar.

    • Genel Patchwork

    Genel Patchwork tasarımları daha büyük bir tasarım veya akılda nihai desen ile birlikte dikilmiş özel olarak şekillendirilmiş, artımlı geometrik parçalardan oluşur. Çoğunlukla farklı renklerden oluşan bir şekiller, renk progresyonları veya efektleri oluşturmak için rastgele yerleştirilebilir veya düzenli bir sıraya göre yerleştirilebilir.

    • Şerit Bağlama

    Şerit bağlama tekniği, bir şerit kümesi oluşturmak için uzunlamasına birden çok şerit şeridinin birlikte dikmesini içerir. Tipik şerit setleri, aynı desenin üç uzun kumaş şeridinden, ancak farklı renklerden oluşur. Uzun şerit kümesi, her bir yamanın tamamen aynı olmasını sağlamak için tek tek bölümler halinde kesilir. Şerit ekleme tekniğiyle çalışmak, daha küçük, basit parçalarla çalışmanıza gerek olmadığı anlamına gelir ve bunun yerine hızlı bir şekilde tekrarlanan desenler üretebilir. Siz de, bu çalışmalar arasından kendinize uygun olanı seçip, Patchwork yapmaya kendinizi kaptırabilirsiniz. Bol şans!

     

     

     

    Kadinvesaglik.org

     

    Cinsel Hayatınızı Değiştirecek 5 Yatak Odası Önerisi

    0

    Belki en büyük korkunuz, belki çoktan başınıza geldi bile. Uzun süren evliliklerde en çok dert yanılan konulardan birisi cinselliğin eskisi gibi olmaması. Bu sorun başımıza gelmeden ya da çok geç olmadan, partnerinizi ve sizi eski günlere geri döndürebilecek 5 yatak odası önerisinde bulunacağız.

    • Cinsellikte de Mesafeler Gerekebilir

    Aynı evde yaşamak, bir süre sonra sınırları ortadan kaldırıyor. Bu güzel bir şey, fakat bazen sınırların gerekebileceğini bilmek önemli. Çünkü cinselliğe direkt soyunarak başlamak veya iki tarafın da birbirine karşı fazla rahat olması tutkuyu ortadan kaldırıyor. Şık elbiselerin ardından gelen göz alıcı iç çamaşırları aranızda heyecanı arttırmaya yarayacaktır

    • Seksi Kutsallaştırmayın

    Evet, sekse derin anlamlar yüklemek de cinsel hayatın devamlılığını zora sokuyor. Onu sadece özel anların parçası haline getirmek seksi aranızda bir tabu haline getirecektir. Seksin evlilikte gerekli olduğunu unutmayın ve farklı deneyimler için kafa yormaktan çekinmeyin.

    • Önce Ben, Sonra Sen Kuralı

    Cinsel hayatın tatmin edici olmasının önemli bir etkeni de önce kendi zevkinizi düşünmeniz olacaktır. Seks süresince sürekli empati yapmak, karşı tarafın duygularını anlamaya çalışmak sizi yoracağı gibi, iki tarafı da seksten uzaklaştırmış olacaksınız. İki taraf da kendi arzuları doğrultusunda davranırsa bu sorun ortadan kalkacaktır.

    • Romantik Sürprizlerden Kaçınmayın

    Her ne kadar sürprizler genelde erkeklerden beklense de, kadınların sürprizleriyle yatak odasına renk getirmesi de cinselliğin nabzını yükseltecektir. Eşiniz akşam eve geldiğinde onu karşılayacak romantik bir atmosfer hem sizi, hem onu cinsel istekliliğe daha çok yaklaştıracaktır.

    • Yatak Odanızı Başka Yerlere Taşımaktan Çekinmeyin

    Monotonluk cinsellikteki en büyük engel. Yıllarca aynı yer aynı odada seks yapmak da ilişkinin rutine bağlamasına neden olacaktır. Partnerinizle farklı yerler keşfedip, hafta sonu kaçamakları yapabilirsiniz. Yeni yerler keşfetmeye vaktiniz olmadığından yakınıyorsanız, bir Cuma akşamını ev yerine otelde geçirmeyi deneyebilir, kendinizi şımartabilirsiniz. Bunu dahi yapamayacağınızı düşünüyorsanız, fantezilerinizi sıcak bir küvete de taşıyabilirsiniz.

     

    Kadinvesaglik.org

     

    Zeytinyağlı Bilinmeyen 10 Yemek Tarifi

    0

    Zeytinyağının lezzet kattığı, pratik ama bir o kadar da iddialı 10 yemek tarifini sizler için seçtik.

    Bal Kabağı Mücveri

    Fırında pişirildiği için hafif bir yemek. Kışın ana yemeklerin yanında servis edilebilir, sarımsaklı yoğurtla tek başına sağlıklı bir öğün olarak da yiyebilirsiniz. Malzemeler;

    • 600 gram bal kabağı (yaklaşık 1,5 dilim)
    • 1 adet yumurta
    • 3 yemek kaşığı lor peyniri
    • 1 yemek kaşığı un
    • 6 dal dereotu (yaprak kısımları)
    • 3 adet taze soğanın yeşil kısımları
    • 2 yemek kaşığı zeytinyağı
    • 1 tatlı kaşığı rendelenmiş muskat cevizi
    • 1 çay kaşığı karabiber ve tuz

    Kabuk kısımlarını aldığınız bal kabağını rendeleyin. Dereotu yapraklarını ve taze soğanların yeşil bölümlerini çok ince doğrayın. Rendelenmiş bal kabağı ve doğradığınız malzemeleri karıştırma kabına alın. Yumurta, lor peyniri, un, zeytinyağı, rendelenmiş muskat cevizi, karabiber ve tuzu ekledikten sonra tüm malzemeyi harmanlayın. Tabanına yağlı kağıt serdiğiniz kelepçeli kek kalıbına mücver karışımını koyun. Karışımı kalıba düzgünce yayın. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında 30-35 dakika kadar pişirin. Mücveri fırından çıkardıktan sonra, beş dakika oda ısısında bekletin. Kelepçeli kalıbın kenarını dikkatlice açın. Bir servis tabağını mücverin üzerine kapatıp ters çevirin, yağlı kâğıdı çıkartın. Dilimleyerek yanında yoğurtla birlikte servis yapın.

    Zeytinyağlı Kavurmalı Bombay Fasülyesi

    Bombay iri ve kavisli bir fasülye türü. Akdeniz mutfağında çoğunlukla mezesi yani piyazı ya da pilakisi yapılıyor. Malzemeler;

    • 200 gr bombay fasulyesi
    • 2 yemek kaşığı zeytinyağı
    • 60-70 gr kavurma
    • 1 adet orta boy soğan
    • 1 diş sarımsak
    • 3 su bardağı et ya da tavuk suyu
    • 1 dal taze biberiye, kekik, tuz, karabiber

    1 gece önceden ıslattığınız fasulyeleri süzün ve kenara alın. Soğanı ve sarımsağı ince ince yemeklik doğrayın. Kavurmayı küp küp doğrayın. Tencereye zeytinyağını ve doğradığınız kavurmaları alarak kavurmanın yağı çıkıncaya kadar soteleyin. Kavurmanın yağı çıkınca içine soğan ve sarımsağı ekleyerek 2 dakika kadar soteleyin. Tencereye et suyunu, fasulyeleri ve baharatları ekleyerek karıştırın. Tencerenin kapağını kapatarak kısık ateşte fasulyeler yumuşayıncaya (yaklaşık 1,5 saat) kadar pişirin. Pişen yemeğin içinden biberiye dalını alarak servis yapın.

    Zeytinyağlı Çağla

    Tam bir ege mutfağı lezzetini mutfağınızda pişirmeniz için malzemeler:

    • 350 gr çağla
    • 1,5 su bardağı araka bezelye (taze bakla ile de yapabilirsiniz)
    • 1 adet orta boy soğan
    • 1 diş sarımsak
    • 2 sap taze soğan
    • 4-5 yemek kaşığı zeytinyağı
    • Su, tuz, çeyrek demet dereotu

    Soğanı ince ince yemeklik doğrayın. Sarımsak ve taze soğanları ince ince kıyın. Çağlaları büyüklüğüne göre eline 2 ya da 4 parçaya bölün. Zeytinyağını tencereye alın. Soğanı ekleyin ve hafiften pembeleşinceye kadar kavurun. Çağlaları ekleyin ve 5 dakika kadar kavurun. Bezelyeleri, sarımsak ve taze soğanı ekleyerek 1 dakika daha kavurun. Suyunu ve tuzunu ekleyip tencerenin kapağını kapatın. Su kaynadıktan 10 dakika sonra kapağı açın. Yemek suyunu çekip çağlalar yumuşayıncaya kadar pişirin. Ocaktan aldığınız yemek biraz ılınınca içine ince ince kıydığınız dereotunu ekleyin ve soğuk servis yapın.

    Zeytinyağlı Ispanak Kökü

    • 1 soğan
    • 2 diş sarımsak
    • Yarım çay bardağı zeytinyağı
    • 1 havuç
    • 2 domates
    • 1 çay bardağı pirinç
    • Yarım kilo ıspanak kökü
    • 5 su bardağı su
    • Tuz, Karabiber

    Yemeklik doğradığınız soğan ve ezdiğiniz sarımsağı zeytinyağında pembeleşinceye kadar soteleyin. Rendelediğiniz havuç, küp doğradığınız domatesler, pirinç ve yıkayıp süzdüğünüz ıspanak köklerini ilave edin. Tuz ve karabiber ile tatlandırıp suyunu ekleyin. Pirinçler yumuşayıncaya kadar pişirip ocaktan alın. 15 dakika kapağı kapalı olarak dinlendirin. Ilık ya da soğuk servis yapın.

    Mozzarellalı Fırında Patlıcan

    Yapımı kolay ama lezzetli tarifin malzemeleri;

    • 3 adet patlıcan
    • 1 top mozzarella
    • 1 diş sarımsak
    • 6-7 dilim fesleğen
    • 1 çay bardağı domates sos
    • Zeytinyağı
    • Tuz

    Patlıcanları pijama şeklinde soyun ve uzunlamasına 3 dilim olacak şekilde doğrayın. Zeytinyağında arkalı önlü hafifçe pişirin. Domates sosu 20*20 kare fırın kabına yayın. Üzerine patlıcanları onun üzerine de dilimlenmiş mozzarellaları koyun. Doğranmış sarımsakları da ekleyin. Bu işlemi domates sos, patlıcan ve mozzarellalar bitene kadar sürdürün. En üste tuz ekin, kıyılmış fesleğenleri ekleyin ve zeytinyağı gezdirip 180 derecede 15 dakika pişirin. Ardından servis edin.

    Narlı Kereviz Salatası

    Kış günü için oldukça besleyici ve yenileyici olan yemeğin içindekiler şöyle;

    • 500 gram rendelenmiş kereviz
    • 1 adet nar
    • 1 demet maydanoz
    • 2 su bardağı haşlanmış bulgur
    • 1 çay kaşığı kimyon tohumu
    • 2 yemek kaşığı nar ekşisi
    • Yarım limonun suyu
    • Zeytinyağı
    • Tuz

    Narı ayıklayıp maydanozu doğrayın ve tüm malzemeyi bir kapta karıştırıp salatayı servis edin.

    Zeytinyağlı Portakallı Fava

    Bu muhteşem ikili, iştah açan bir başlangıç olmasının yanı sıra kanepe, börek, salataların yanında harika gider. Malzemeler;

    • 1,5 su bardağı kuru bakla (1 gece suda bekletin)
    • 6 su bardağı sıcak su
    • 1 adet büyük boy kuru soğan
    • 4 yemek kaşığı zeytinyağı
    • 1/2 çay bardağı taze sıkılmış portakal suyu
    • 1 yemek kaşığı toz şeker
    • 1 tatlı kaşığı tuz

    Kuru soğanı iri parçalar halinde doğrayın. Zeytinyağını derin bir tencerede kızdırın. Doğradığınız kuru soğanı, hafif bir renk alana kadar kavurun. Sıcak suyu tencereye aktarın. Pişirme süresini kısaltmak için, uzun süre suda beklettiğiniz kuru bakla, toz şeker, tuz ve portakal suyunu ekleyin. Baklalar yumuşayana kadar yaklaşık 45 dakika orta ateşte kaynatın. Zeytinyağının harika bir tat verdiği favaya kavuşmak için blender yardımıyla karışımı püre haline getirin. Ilındıktan sonra servis tabağına alın. Üzerine bolca zeytinyağı gezdirin. Dereotu ile süsleyin.

    Erikli ve Zeytinyağlı Enginar

    En lezzetli ve hafif enginar tariflerinden biri, işte malzemeler;

    • 10 tane baby enginar
    • 1 kahve fincanı pirinç
    • 10 arpacık soğan
    • 1 çay bardağı portakal suyu
    • 1 çay bardağı su
    • Yarım limonun suyu
    • Tuz, Karabiber
    • 1 tatlı kaşığı toz şeker
    • Yarım su bardağı sızma zeytinyağı
    • 1 demet taze soğan
    • 1 kase erik

    Erikleri ikiye kesin, çekirdeklerini çıkartın. Arpacık soğanları boyuna ikiye kesin ve yaprak yaprak ayırın. Soğanları ve erikleri 2 yemek kaşığı zeytinyağlı ile birlikte kavurun. Enginarları tencereye yerleştirin. Yıkayıp süzdüğünüz pirinci serpin. Enginarların yarısına gelecek şekilde suyu, zeytinyağının yarısını ve portakal suyunu dökün. Tuzu ve şekeri de serpin. Önce yüksek ateşte 5 dakika pişirin. Daha sonra ateşi kısın. 20 dakika sonra tencerenin kapağını açıp, doğranmış taze soğanı ekleyin. Tencerenin kapağını kapatıp 10 dakika daha pişirin. Enginarlar pişince ocaktan alın. İçinden tek tek alarak servis tabağına çanak olacak şekilde ters çevirip yerleştirin. Ortalarına malzemeleri paylaştırın. En son kalan sızma zeytinyağı gezdirin. Soğuk servis yapın.

    Kuru İncir Dolması

    • 30 kuru incir
    • Yarım çay bardağı zeytinyağı
    • 1 soğan
    • 2 yemek kaşığı dolmalık fıstık
    • 200 g kıyma
    • 1 domates
    • 1 yeşil elma
    • 1 yemek kaşığı tereyağı
    • 1 çay fincanı su ya da sebze suyu
    • Karabiber, Tuz

    İncirleri yıkayıp derin bir kaba alın. Üzerlerini geçecek kadar sıcak su ekleyip yumuşamaları için 10-15 dakika bekletin. Zeytinyağını bir tencereye alın ve hafif ısıtın. Yemeklik doğradığınız soğanı ekleyip birkaç dakika soteleyin. Dolmalık fıstığı ilave edin ve rengi dönene kadar kavurun. Kıymayı ekleyin ve suyunu çekene kadar kavurma işlemine devam edin. Karabiber ve tuz ile tatlandırıp ocaktan alın. İncirlerin suyunu iyice süzüp içlerini açın ve hazırladığınız kıymalı harç ile doldurun. Domates ve elmayı yarım ay şeklinde dilimleyin. Yayvan bir tencerenin tabanına domates ve elma dilimlerini yerleştirin. Üzerine doldurduğunuz kuru incirleri dizin ve tereyağı ile suyunu ekleyerek orta ateşte 15 dakika pişirin. Sıcak servis yapın.

    Cevizli Tavuk

    • 4 adet tavuk budu (İsterseniz tavuk göğüs eti de olabilir )
    • 1 orta boy soğan
    • 2 tatlı kaşığı acıka
    • 4 su bardağı su
    • 3 su bardağı ceviz içi
    • 2 diş sarımsak
    • 1 çay bardağı zeytinyağı

    Abısta için:

    • 1 su bardağı su
    • 5 yemek kaşığı mısır unu

    Soğanı ince doğrayıp, kavurun. Üzerine, iyice yıkayıp süzdüğünüz tavuk etlerini ilave edin. 1 tatlı kaşığı acıkayı da ekleyin, kavurmaya başlayın. 10 dakika kavurunca 4 bardak sıcak suyu ilave edin. Tencerenin kapağını kapatın, tavuk etleri yumuşayıncaya kadar pişirin. Tavuk etleri pişerken abıstayı hazırlayın. Küçük bir tencereye suyu aktarın. Kaynayınca mısır ununu ilave edin. Orta ateşte, sürekli karıştırarak 15 dakika boyunca pişirin. Ocaktan alıp soğumaya bırakın. Cevizi robota alıp yağı çıkana kadar iyice çekin (Ceviz çekildikçe birbirine yapışmaya başlaması gerek). İçine sarımsak ve kalan 1 tatlı kaşığı acıkayı da ekleyip çekmeye devam edin. Bu işlem sonucunda hepsi bir top haline gelecektir. Yeni harcınıza kalan abıstanın tamamını ekleyerek robotu çalıştırın. Hepsi birbirine yapışıp top olmaya başlayacaktır. Hazırladığınız harca daha önce pişirdiğiniz tavukların suyundan 3 kepçe kadarını ekleyip robotu çalıştırın. Diğer yandan servis tabağına tavuk etlerini alın. Robottaki boza kıvamındaki sosu tavuk etlerinin üzerine döküp iyice karıştırın ve servis yapın.

    Dileriz tarifleri hem yaparken hem de yerken keyif alırsınız.

    Zeytinyağı Nasıl Tüketilmeli?

    0

    Zeytinyağını, soframızdan eksik etmemek de çok haklıyız. Mutfağımızın şanını, yemeğin lezzetini ve formumuzu koruduğu bir gerçek. Sarmalar, börekler, sebze yemekleri, salata ve özel soslarda kaşık kaşık zeytinyağı kullanıyoruz. Peki, onu doğru tüketiyor muyuz? Sadece sağlık açısından da değil, yemeğin lezzetini artırması açısından bu konu, üzerinde konuşulmaya değer doğrusu.

    Yemek hazırlamak için ne zaman mutfağa girsek elimizin ilk uzandığı şeylerin başında zeytinyağı geliyor. Ancak, biraz fazla ısıtsak yanar ve zararlı bir hale gelir, acaba şimdi onun yerine kullansam? Dediğimiz anlarda az değil. Örneğin; kızartma yaparken fındık yağı, daha uzun süre pişireceğimiz yemekler olduğunda ise mısır özü yağları tercihimiz oluyor. Peki, zeytinyağı bu sorgulamayı hak ediyor mu?

    Yüksek ısı, zeytinyağını yakar mı yakmaz mı?

    Kızgın tavanın içine zeytinyağı koyarsanız, yanar. Bunu, mutfakta yemek pişiren herkes bilir. Zeytinyağı, gerçekten yüksek sıcaklığa dayanmaz bir yapıya sahip. Konu üzerine yapılmış birçok haber ve açıklama var. Aynı zamanda zeytinyağının yüksek ısıya dayanıklı bir yapıda olduğunu açıklayan bilimsel araştırmalar da mevcut.

    İtalya’da Bolonya Üniversitesi’nin Gıda Bilimi Bölümü tarafından yapılan araştırmanın sonuçları oldukça dikkat çekici. Araştırma, zeytinyağının özellikle de sızma zeytinyağının soteleme, kızartma gibi işlemlerde kullanabilecek kadar yüksek ısıya dayanıklı bir yapıda olduğunu söylüyor. Bu yüzden karar sizin.

    Aklınızda olsun, zeytinyağı ile hele hele sızma olanıyla kızartma yapılmaz, zeytinyağı çabuk yanar. Yemek pişirirken sızma zeytinyağı değil, riviera zeytinyağı veya rafine yağları kullanmalı. Sızma zeytinyağı salatalar için idealdir.

    Zeytinyağının sağlığımıza faydası büyük

    Gelin, işin biraz daha bilimsel kısmına bakalım. Sızma zeytinyağının faydasının asıl sebebi, içeriğindeki antioksidan gibi davranan fenoller. Kaliteli yağları sıraladığımızda natürel sızma zeytinyağını bu listenin başında görmemizin sebebi fenoller açısından oldukça zengin olması. Fenoller, serbest radikallerden ve toksik yapılardan vücudumuzu koruyor.

    Zeytinyağının kolesterol miktarına olumsuz etki yapmadığını ilk kez 1989 yılında İzmir’de yapılan bir konferansta Hacettepe üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Orhan Koksal dile getirmiş ve şöyle demiş, “Bir hekim olarak hekim arkadaşlarıma şunu söylemek isterim. Yıllardan beri yaptığımız hatadan vazgeçelim ve hastalarımıza zeytinyağı yemelerini de tavsiye edelim. Çünkü yaptığımız araştırmalarda zeytinin yağının, diğer sıvı bitkisel yağlardan farklı olarak plazma lipid ve kolesterol miktarına olumsuz bir etkisinin olmadığı ortaya çıkmıştır.”

    Zeytinyağı ne kadar tüketilmeli?

    Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi FDA’ya göre; günde en az 2 yemek kaşığı zeytinyağı tüketmek koroner kalp rahatsızlığı(CHD) riskini azaltıyor. Bağırsak problemi yaşayanları aç karnına 2 kaşık yağ tüketmek rahatlatıyor. Aşırı tüketildiğinde ise, tıpkı diğer yağlar gibi kilo aldırıyor.  Diğer yağlardan farkı, zeytinyağının hemen hemen tamamı vücut tarafından kullanılması.

    Vücudumuzun bazı önemli vitaminleri çözebilmek için yağa ihtiyacı var.  Bu yüzden yağsız beslenme ya da yağsız diyet programlarının vücudumuza zarar verdiği söyleniyor. Sağlıklı bir diyet programında bulunması gereken başlıca besin maddesi zeytinyağı. Tabi günde (diyet yapıyorsanız) 2 yemek kaşığından fazla tüketmemek kaydıyla.  Bir çorba kaşığı zeytinyağı 14 gram yağ ve yaklaşık 130 kalori, bir çorba kaşığı tereyağı ise 145-150 kalori içeriyor.  Tereyağının kolesterol oranı her 100 gramda 215 mg iken zeytinyağının kolesterol oranı ise 0. Çünkü o, bitkisel bir yağ.

    Zeytinyağının yerine ne konulabilir?

    Özellikle çiğ tüketimde natürel sızma zeytinyağının yerine geçebilecek başka bir yağ yok. Yemek pişirmede ise, ısıya dayanıklı olduklarından zeytinyağı yerine fındık yağı ya da tereyağı da kullanılabilir.

    Nasıl korunmalı?

    Zeytinyağı doğrudan güneş ışığı görmeyen serin yerde saklanmalı. Bunun için en uygun sıcaklık 14-15 derece. Zeytinyağındaki klorofil, yağın ışığa karşı hassas olmasına neden olduğundan, renkli cam şişe, damacana, porselen ya da çelik kaplarda saklanmaya özen gösterin. Zeytinyağı, ağzı açık olursa hava ile temastan dolayı bozulmaya başlar, asit oranı artar. Ağzını sıkı kapatmayı unutmayın. Usulüne göre saklanan doğal sızma zeytinyağları iki yıl kadar tazeliğini korur. Ayrıca, satın alırken özellikle cam şişede olanları tercih edin.

     

    Yediğinize Pişman Olmayacağınız Nutella Tarifi

    0

    Çikolatayı hangi kadın sevmez ki? İtiraf edelim hepimiz ba-yı-lı-yo-ruz! Hele bir de söz konusu hem en mutlu, hem en mutsuz günlerimizin eşlikçisi Nutella ise. Bu yazıyı okurken sakın evde Nutella yok! diye endişelenmeyin. Çünkü biz size en kolay, en pratik ev yapımı tarifini vereceğiz. Üstelik Nutella’nın bir kavanozunun fiyatı almış başını gitmişken…

    Dilerseniz gerekli malzemeler ile başlayalım:

    1. 3 yemek kaşığı kakao
    2. 2 Paket şeker vanilin (bulunabilirse 1 tatlı kaşığı vanilya özütü)
    3. 1,5 su bardağı fındık
    4. 3 yemek kaşığı şeker
    5. 1 buçuk yemek kaşığı margarin
    6. Yarım su bardağı süt

    Fındıkları incecik, un kıvamına gelene kadar çekelim. Fındıkların kalitesi Nutella’nızın tadını etkileyecektir, buna da dikkat edebilirsiniz. Edindiğimiz karışıma kakaoyu da ekleyelim. Kakao ve fındığı zevkinize göre arttırıp azaltabilirsiniz. Bu sırada bir tavada, margarini ve unu kavuralım. Harcın çok pişmiş olmasına gerek yok, sadece birbirlerine karışmaları yeterli olacaktır. Hazır olan karışıma şeker ekleyelim. Elde ettiğimiz karışımı da robota ekleyeceğiz. Sütü azar azar sıcak olan karışıma ekleyip karışımı soğutalım. Bu aşamadan sonra kalan malzemeleri de robotun içine ilave edip, hepsini birden tekrar çekelim. Oluşan karışımın Nutella’dan farkı; evde yapmış olmanız ve daha sağlıklı olması olacak.

    Bu karışımın tadını doya doya çıkarabilmeniz için, Nutella ile yapılabilecek iki leziz tatlı tarifi de eklemek istedik.

    İlk olarak, basit ve lezzetli bir tarif olan Nutellalı kurabiye ile başlayalım. Edindiğiniz karışımın tamamını 1 su bardağı un ve 1 bütün yumurta ile çırpıp fırına atarsanız (6 – 8 dakika pişme süresi) kahvelerin yanına eşlikçi olacak leziz bir cookie elde etmiş olacaksınız! Yapması ise on dakikanızı bile almayacak kadar kolay.

     

    Veya; ev yapımı Nutella’nızın yarısı kadar bir miktarı sıcak çikolata yapmak için de kullanabilirsiniz. İki su bardağı süt ve Nutella’nızın yarısını ocakta ısıtın. Nutella tamamen eriyip sütle birleşince ocaktan alın. Nutellalı sıcak çikolatanıza marshmallowlar ekleyebilir, tarçın çubukları ile süsleyebilirsiniz.

     

     

    Kadinvesaglik.org

    Ağustos Ayının En Çok Konuşulan Kapak Modelleri

    0

     

    Hangimiz moda dergilerini takip etmesek bile şöyle bir karıştırmıyoruz ki? O ay en çok hangi ünlünün konuşulduğunu, kimle kimin arasında neler olup bittiğini öğrenmenin en kolay yolu moda dergilerinin kapaklarını incelemek! Biz de Ağustos ayında en ünlü moda dergilerinin kapak modellerini sizler için inceledik.  İngiliz ve Amerikan dergilerinin gözde yıldızları kimler olmuş, gelin biraz yakından bakalım.

     

    Kadinvesaglik.org

    Tüm Yönleriyle Meme Kanseri

    0

    Meme kanseri kadınlarda görülen kanserlerin %33’ünü oluşturuyor

    Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser tipi olması nedeniyle, korkulu rüyamız hatta takıntımız haline geldi. Küçük büyük her yaşta ama özellikle, 50 yaş sonrasında daha sık görülüyor. Son 20 yılda teşhis ve tedavide büyük ilerlemeler kaydedilmesine rağmen, istatistiklere göre; her 8 kadından biri; hayatının bir döneminde bu hastalığa yakalanıyor. Bundan 30 yıl önce ise, ortalama 12-14 kadında görülüyordu.

    Meme kanserinin nedeni

    Meme Kanseri

    Bu kanser türü, meme dokusundaki süt kanalını oluşturan ve süt yapan hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalmasıyla ortaya çıkıyor. Elbette beslenme düzeni, çevresel faktörler gibi modern dünyanın bize kattığı olumsuzluklar yanında kalıtımın da rolü hastalığın gelişiminde önemli rol oynuyor. Nedeni tam olarak bilinmese de ana başlıklar şöyle; kalıtım, beslenme şekli, sosyo-ekonomik durum, erken adet görmek, doğumlar, doğum kontrol hapları.

    Aslında meme kanseri bazı sinyaller vererek geliyor. Birçok kadın her gün yaşadığı bitmek bilmeyen yoğun tempo içinde bu belirtileri gözden kaçırabiliyor. Aslında kendini ve bedenini ihmal ediyor, bir şey yoktur canım, diyerek kendini hayatını tehlikeye atıyor.

    Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir?

    Meme kanseri belirtilerini bilmek, meme kanserini erken evrede yakalamak ve tedavinin başarıya ulaşması için çok önemli olduğu uzmanlarca her fırsatta söyleniyor. İşte en önemli belirtileri;

    • Memede ve koltuk altında ele gelen kitle
    • Meme ucunun içeri doğru çekilmesi
    • Meme ucundan kanlı ya da kansız akıntı
    • Meme derisinde ödem ve kızarıklıklar
    • Memede büyüme veya şekil bozuklukları
    • Meme de geçmeyen ağrı

    Meme kanseri belirtilerini tanımak, meme kanserinin ilerlemesine engel olduğu için çok önemli

    Bu nedenle kişinin kendi meme yapısını tanıması bilmesi, bedenindeki değişimleri gözlemlemesi ve ailesindeki risk faktörlerini bilmesi gerekiyor. Bunun içinde, her kadın 20 yaşından sonra kendi meme muayenesini yapmaya başlamalı. Adet bitiminden 5-7 gün sonra; adet görmeyen kadınlar ise ayda bir belirdikleri bir günde elle muayene yapılmalılar. 40 yaş öncesinde ultrasonografi, 40 yaşın sonrasında ise bir-iki yıllık aralarla mamografi kontrollerinin yapılması tavsiye ediliyor. Bunun dışında memeden iç çamaşıra kan gelmesi, meme dokusundaki damarlarda kalınlaşma, dokuda çökmeye benzer değişiklikler varsa hemen uzman hekime başvuru yapılmalı.

    Erken tanı ve tedavi yöntemleri hayat kurtarıyor

    Meme kanserine neden olan hücrelerin çoğalması ve büyümesi oldukça zaman alıyor. Ancak çoğaldıktan sonra hücrelerin, lenf ve kan yoluyla vücudun diğer organlarına yayılma ihtimali yüksek. Meme kanserinde en önemli nokta, kanserin kan ve lenf yolu ile diğer organlara yayılmadan tanının konması. Bu aşamada konulan bir tanı ile tedavi oranı oldukça yüksek, hem meme korunabiliyor hem de hayatta kalma şansı artıyor.

    Meme kanserinin erken tanısı için rutin kontroller asla ihmal edilmemeli. En çok 50-70 yaş aralığında görülen bu hastalıkta risk, ailede meme kanseri öyküsü bulunduğunda artıyor. Anne ya da kardeşte meme kanseri görüldüğünde hastalığın riski 3 katına çıkıyor. Bu nedenle, bu kişilerin kontrollerini özellikle 40 yaş ile birlikte sık sık yaptırmaları gerekmektedir. Meme kanserine yakalanan hastaların yakınlarına ise, erken yaşlarda genetik test yapılarak kansere yakalanma risklerinin de belirlendiğini not düşelim.

    Hayat tarzında yapılabilecek değişiklikler meme kanseri riskini azaltabilir mi?

    Yapılan araştırmalar sonucunda, hayat tarzındaki değişime bağlı olarak, meme kanseri gelişme oranının yüzde 1.6 oranında azaldığı görülmüş. Bu, 1 milyonluk kadın topluluğunda 16 bin kadının kansere yakalanmaması anlamına geliyor. Üstelik ailesinde kanser olan deneklerde bu oran yüzde 3.2 ile daha da yüksek bulunmuş. Hayat tarzındaki değişim ne demek?

    • Düzenli egzersiz yapmak
    • Vücut kitle indeksinin düşürülmesi yani kilo vermek
    • Alkol tüketimini azaltmak

    Sözünü ettiğimiz bu değişim ile aslında sadece meme değil diğer birçok kanser türü ve hastalıktan da korunmak mümkün.

    Araştırmalar diyor ki;
    Haftada en az 1,25 – 2,5 saatlik hızlı yürüyüşler, kanseri riskini %18 oranında azaltıyor. Eğer bu yürüyüş, haftada 10 saat olursa, risk oranı biraz daha azalıyor. Bazı araştırmalar, uzun süreli emzirmenin meme kanserini az da olsa azalttığını öne sürmüş. Yine, doğum kontrol hapı kullanan ya da menopoz döneminde hormon ilaçları alan kadınların, kullanmayan kadınlara nazaran az da olsa meme kanseri riski taşıdığı görülmüş. Çok fazla hamilelik geçiren ve genç yaşta hamile kalan kadınlarda, meme kanseri olma riski azalıyormuş. Bunun nedeni ise, hamilelik döneminde duran adet döngüsü.

    Meme kanserinden korunmanızı sağlayacak öneriler

    1. Formunuzu koruyun
    2. Düzenli spor yapın
    3. Eti kısıtlayın, sebze ve meyveye ağırlık verin
    4. Yağ tüketimini azaltın
    5. 30 yaşından önce anne olun
    6. Çocuğunuzu bol bol emzirin
    7. Sigarayı bırakın, alkolü sınırlandırın
    8. Kadınlık hormonu ilaçlarından uzak durun
    9. Stresin esiri olmayın, hayatınızı daha iyi yönetmeyi öğrenin.

    Meme Kanseri Ameliyatından Sonra Neler Yapmalı?

    Psikolojik Destek Alın!

    Meme kanserinin teşhisinin hemen ardından ve tedavi süresince psikolojik destek almak, hem bu dönemi rahat atlatmayı hem de hastalıkla savaşı daha kolay atlatmasını sağlıyor. Meme kanseri tedavisi döneminde en çok görülen psikolojik sorunlarsa, depresyon ve kaygı.

    Beslenmenize Çok Dikkat Edin!

    • Meme ameliyatlarından sonra özellikle yasaklanmış bir gıda yok. Ancak iyileşme sürecini en hızlı şekilde geçirmek için vücudun bağışıklık sistemini güçlendirecek vitaminden zengin dengeli beslenin.
    • Yağlı gıdalardan kaçının.
    • Kilo almamaya özen gösterin.
    • Alkol kanda folat miktarını azaltacağından meme kanserine yakalanma riskinizi artırabilir. Bu yüzden alkolden özellikle de ilaç tedavisi sırasında uzak durun.

    Kol Egzersizlerini İhmal Etmeyin!

    Sadece meme biyopsisi yatırdıysanız özellikle dikkat etmeniz gereken bir husus yok. Ancak yapılan işlem memenin bir kısmının veya tamamının alındığı ve beraberinde hastalığınızın evresini belirlemek için koltuk altı lenf bezlerinin de çıkarıldığı bir ameliyat ise oradaki lenf dolaşımı bozulacaktır. Bu yüzden ameliyattan sonra erken dönemde egzersizlere başlayın. Doktorunuzun size tarif ettiği kol egzersizlerini düzenli olarak yapın. Bu egzersizler ile cerrahi sonrası esnekliği kaybolmuş zayıf kas gruplarınızı kuvvetlendirerek, dik duruşunuzu yeniden kazanabilirsiniz.

    Eğer kol egzersizlerini yapmazsanız hem kolda ödem oluşabilir hem de omuzda meydana gelen kireçlenmeye bağlı olarak “donmuş omuz sendromu” adı verilen bir rahatsızlık yaşayabilirsiniz. Ayrıca “lenfödem” denilen kolun şişmesine neden olmamak için de gelişebilecek enfeksiyonlardan kesinlikle korunmalısınız. Uzman tavsiyeleri şöyle:

    • Ameliyatın yapıldığı taraftaki kolunuzdan enjeksiyon yaptırmayın, kan aldırtmayın, serum taktırmayın.
    • Kolunuzu yaralanmalardan ve yanıktan koruyun.
    • Manikür yaptırmayın, tırnaklarınızı derin kesmeyin.
    • Herhangi bir yaralanma olursa o bölgeye dezenfektan solüsyon sürüp steril bir gazlı bez ile kapatıp hekiminize başvurun.
    • Koltuk altı bölgesi için tüy dökücü kremler veya elektrikli tıraş makineleri kullanın.
    • Mümkün olduğunca günlük, ağır ve tehlikeli işlerde o kolunuzu kullanmayın. Kullanırsanız aralıklı olarak dinlendirin.
    • Sivrisineklerden korunmaya çalışın.
    • Kolunuzu aşırı sıcak ve soğuktan koruyun.
    • Aşırı dar kollu giysiler giymeyin, yaralanmalara sebep olabilecek saat ve takılar takmayın.
    • Omuzdan askılı çanta taşımayın.
    • Kolunuzu aşağıya sabit olarak tutmayın. Fırsat buldukça kolunuzu kalp seviyesinden yukarıda tutun.
    • Bahçe ve mutfak işlerinde eldiven kullanın.